Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/16241 E. 2019/5393 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16241
KARAR NO : 2019/5393
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … 1. Aile Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı … vekili, dava dilekçesinde belirtilen ortak ve kişisel eşyalar ile ziynet eşyaları nedeniyle 20.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiş, 18.04.2016 tarihli dilekçe ile talep miktarını toplam 30.933,64 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 1.735,00 TL katılma alacağı ile 21.618,24 TL ziynet alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun mal rejiminin tasfiyesine yönelik alacak yönünden esastan reddine; kişisel eşya alacağı yönünden esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına ve kişisel eşya alacağının kabulüyle 3.785,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf istemiyle önüne gelen dosya ve karar bir bütün olarak değerlendirilerek, HMK’nin 353/1-b maddesinde yer alan “b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, 3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir” düzenlemesi uyarınca, davanın hangi kısmı ile ilgili olursa olsun, istinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerekir. Bölge adliye mahkemeleri, bir yandan hukuki denetim yapan mahkemeler iken diğer yandan vakıa incelemesi de yapan mahkemelerdir. İlk derece mahkemelerince yapılan vakıa incelemesi bölge adliye mahkemesi tarafından yerinde bulunmadığı takdirde ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle ortadan kaldırılmalı ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde yeniden bir hüküm kurulmalıdır. Aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK’nin 297. ile 359. maddelerine aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilebilecektir. Keza, ilk derece mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabilecektir.
Bu nedenle somut olayda, yukarıda açıklandığı şekilde İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, bir yandan katılma alacağı miktarına ilişkin istinaf taleplerinin HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilirken, diğer yandan HMK’nin 353/(1)-b.2 maddesine göre kişisel eşya alacağına yönelik istinaf talebinin kabul edilmesi, devamında da kanunda yer almadığı şekilde İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu bölümlerine yönelik düzeltilerek onamaya benzer şekilde yeniden hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine 22.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.