Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/15191 E. 2018/19775 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15191
KARAR NO : 2018/19775
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Ve Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.06.2017 tarihli ve 2016/4080 Esas, 2017/9392 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı … vekili, evlilik birliği içinde davalı …….. adına edinilen malvarlığı yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 30.11.2015 tarihli harcını yatırdıkları dilekçe ile talep miktarını 288.551,00 TL olarak açıklamıştır.
Davalı … …….. Aker vekili, davalının kazancının çok iyi durumda olduğunu, davacının davalıya ait malvarlığının edinilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını, dava konusu bir kısım malvarlığının davalıya ait olmadığını, bir kısmının ise taraflar arasındaki mal rejimi sona erdikten sonra davalı tarafından edinildiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, katkı payı alacağı davasının reddine, davacının ıslah talepli davasının kısmen kabulü ile 240.532 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, reddedilen kısım yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 20.06.2017 tarihli ve 2016/4080 Esas, 2017/9392 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Davacı vekili ve davalı vekili süresi içinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK’un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı vekilinin diğer itirazlarının incelenmesine gelince;
a. 3354 ada 3 parselde 96 nolu bağımsız bölüme yönelik itirazları açısından;
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, 3354 ada 3 parselde 96 nolu bağımsız bölümün davalının babası adına 05.04.2007 tarihinde satın alındığı, aynı tarihte davalının Akbank hesabından 198.000,00 TL … Bülbül adına gönderildiği, ayrıca … Bülbül adına farklı tarihlerde ödemelerin olduğu, site aidat ödemelerinin davalı adına ödendiği, 2009 yılı kira kontratlarında davalının kiraya veren olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece hernekadar taşınmaz davalının babası adına edinildiğinden davacının alacak hakkı olmadığı gerekçesi ile bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye elverişli değildir. O halde, Mahkemece taşınmazın edinildiği tarihte davalının hesabından para gönderilen kişi ile taşınmazı satan kişi arasında ilişki olup olmadığı, taşınmazın bedelinin kim tarafından ödendiği, taşınmazın edinme tarihindeki değeri gibi hususlar araştırılarak, taşınmaz davalının babası adına edinilmiş olsa da TMK’nin 229. maddesi gereğince eklenecek değer olup olmadığının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru değildir.
b…………. Kooperatifindeki yazlığa yönelik itirazları açısından;
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, Mahkemece, dava konusu edilen bu taşınmaz yönünden ilgili Kooperatife ve Tapu Müdürlüğüne davalının açık kimlik bilgileri yazılarak, evlilik ve boşanma dava tarihleri arasında iddia edilen şekilde davalı adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı, kayıtlı ise edinme ve varsa satış sebep ve tarihlerini gösterir tedavül kayıtları sorulup, verilecek cevaba göre talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu taşınmaz yönünden tapu kayıtları davacı tarafından ibraz edilemediğinden talebin reddine karar verilmesi hatalıdır.
Yukarıda açıklanan hususlar yönünden gerekli inceleme ve araştırma ile hesaplamaların yapılması ve davacının talep miktarı da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bu taşınmaz yönünden de bozulması gerekmiştir.
c. Takasbankdaki hesaplara yönelik itirazları açısından;
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, Mahkemece, Takasbankın 03.07.2013 tarihli cevabi yazısında 101.174,44 TL alt hesap bakiyesi olduğu; 26.03.2014 tarihli cevabi yazısında ise 5.919,79 TL alt hesap bakiyesinin olduğu, 2000-2004 yılları arasındaki değerlerden bahsedildiği dikkate alınarak, davalı adına açılan hesapların ilk açıldığı tarihten boşanma dava tarihine kadar hesap hareketleri getirtilerek, bağlı veya ayrı yatırım hesabı olup olmadığının araştırılması, gerektiğinde TMK’nin 229. maddesi ve hesaptaki mevcut miktarlar gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki a, b ve c bendindeki yanlışlıklar temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırılmış ve bu yönlerden de temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olduğundan, bu sefer yapılan inceleme sonunda hükmün bu yönlerden bozulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
SONUÇ: 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 Sayılı HUMK’un 442. maddesi gereğince, davacı vekilinin 3354 ada 3 parselde 96 nolu bağımsız bölüme, ………… Kooperatifindeki yazlığa ve Takasbankdaki hesaplara yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 20.06.2017 tarihli ve 2016/4080 Esas, 2017/9392 Karar sayılı bozma ilamındaki, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ilişkin bölümünün 3354 ada 3 parselde 96 nolu bağımsız bölüme, ………… Kooperatifindeki yazlığa ve Takasbankdaki hesaplara yönelik olarak kaldırılmasına, açıklanan sebeplerle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, takdiren 300,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalıdan alınmasına, 65,40 TL peşin harcın ret harcına mahsubu ile kalan 9,40 TL’nin karar düzeltme isteyen davalıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 05.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.