Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/14830 E. 2018/19410 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14830
KARAR NO : 2018/19410
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.05.2017 gün ve … Esas, 2017/6673 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili, evlilik birliği içinde davalı eş adına edinilen taşınmaz nedeni ile 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın her ne kadar evlilik birliği içinde alınmış ise de alındığı tarihte tarafların düğünlerinin olmaması, karı-koca olmamaları dikkate alındığında herhangi bir geliri olmayan davacının evin alınmasında katkısı olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 09.05.2017 gün, … Esas ve 2017/6673 Karar sayılı ilamla onanmıştır. Davacı … vekili süresi içinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). iddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 23.01.2010 tarihinde evlenmiş, 24.10.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 15.01.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 457 ada 104 parselde 6 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 29.04.2010 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece taşınmazın evlilik birliği içinde alındığı ancak alındığı tarihte tarafların düğünlerinin olmaması, karı-koca olmamaları dikkate alındığında herhangi bir geliri olmayan davacının evin alınmasında katkısı olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; katılma alacağı, Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunmasına gerek yoktur. Ayrıca dava konusu 6 nolu bağımsız bölüm resmi evlilik tarihi sonrası, evlilik içinde alındığı, düğün tarihinin mal rejimi bakımından önemi olmadığı gibi edinme tarihi itibariyle davalının edinilmiş malı olup, aksini ispat yükü davalı tarafa aittir. O halde, Mahkemece, iddia ve savunma kapsamında deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteği yerinde olduğundan kabulü ile Dairenin 09.05.2017 gün, 2017/11401 Esas ve 2017/6673 Karar sayılı onama ilamın KALDIRILMASINA, Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 28.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.