Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/14754 E. 2019/5000 K. 14.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14754
KARAR NO : 2019/5000
KARAR TARİHİ : 14.05.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … Aile Mahkemesi hükmüne karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.05.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar vekili Av. … ile karşı taraftan … vekili Av. Şüheda Ayhan geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar … ve … vekili, davalılardan…. hakkında müvekkilleri tarafından … 1. Asliye Hukuk Mahkemesine 09/02/2009 tarihli 2009/103 Esas numarası ile tazminat davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda masraflarla birlikte 316.743,55 TL tazminat ödemeye karar verildiğini, bu tazminat davasının 26/03/2015 tarihinde sonuçlandığını, … 1. İcra Müdürlüğünün 2015/2840 Esas sayılı dosyası ile davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına 16/06/2015 tarihinde haciz konulduğunu, tapu kayıtları üzerine konulan tedbiri hükümsüz kılmak ve taşınmaz üzerindeki tedbiri kaldırabilmek için karı koca olan davalıların anlaşarak vasinin de yardımıyla önce anlaşmalı boşanma davası, daha sonra ise Aile Mahkemesine katılma alacağı davası açıldığını, taşınmaz ile ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan davalı hükümlü …’ın dilekçesi ile davayı kabul etmesi ve borç doğuracak bir beyanda bulunması üzerine katılma alacağı davasının sonuçlandığını, davalı … hükümlü olduğundan ve vasinin Sulh Hukuk Mahkemesinden izin almadığından tarafların eylemlerinin Medeni Kanun’un 462/8 maddesi ve 465. maddesine aykırı düştüğünü, vasinin görevini kötüye kullandığını, davalıların anlaşarak birlikte karar vererek hileli yollara saptıklarını belirterek; yargılamanın iadesini ve … Aile Mahkemesinin 2014/111 Esas, 2014/702 Karar sayılı mal rejiminin tasfiyesine dair kararın, vesayet makamından izin alınmadan verildiğinden TMK’nin 462/8 ve 465.maddeleri gereğince yok hükmünde sayılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili ve davalı … vasisi … davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesi davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunu inceleyerek esastan reddetmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 374 ve devamı maddelerinde yargılamanın yenilenmesi sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilen istisnai ve olağanüstü bir yoldur. HMK’nin 379 maddesinde talep üzerine mahkemece yapılması gereken ön inceleme usulü düzenlenmiştir. Maddeye göre; yargılamanın iadesi talebi üzerine Mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra; talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını ve ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler. Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin HMK’nin 377. maddesinde alacaklıların hükümden usulen haberdar oldukları tarihten itibaren üç ay içinde yargılamanın yenilenmesine talep edebilecekleri, davacılar vekilince 16/06/2015 tarihinde dava konusu taşınmaza haciz işlemi yapıldığı ve dolayısıyla bu tarih itibariyle mahkeme kararından haberdar oldukları ve davacılar vekilinin üç aylık süreden sonra 05/01/2016 tarihinde yargılamanın yenilenmesini talep ettiği gerekçesiyle hak düşürücü süreden davanın reddine karar verdiği anlaşılmaktadır. Davacılar vekili, davalı … tarafından yapılan icra takip dosyası incelendiğinde söz konusu ilamdan haberdar olduklarını belirtmiştir. İhtilaf, davacıların öğrenme tarihinin hangi tarihten itibaren başlatılması gerektiği hususunda toplanmaktadır.
Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacıların … 1. İcra Müdürlüğünün 2015/2840 Esas sayılı takip dosyası ile davalılardan Abdullah hakkında ilamlı takip başlattığı ve adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına 16/06/2015 tarihinde haciz şerhi konduğu, aynı tapu kaydında davalılardan Solmaz tarafından başlatılan … 7. İcra Müdürlüğünün 2014/19902 Esas sayılı takip dosyası üzerinden 12/12/2014 tarihinde konulan haciz şerhinin olduğu görülmektedir. İş bu temyize konu yargılamanın yenilenmesi talep edilen … Aile Mahkemesinin 2014/111 Esas, 2014/702 Karar sayılı mal rejimi tasfiyesi davası olup, ilamın öğrenildiğine gerekçe gösterilen tapu kaydındaki 12/12/2014 tarihli şerhte sadece davalı …’ın ad ve soyadı, icra takip dosyasının numarası ve icra bedel bilgisi mevcut olup, mal rejiminin tasfiyesi ilamına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Mahkemece, öğrenme tarihi olarak davacılar tarafından tapuya haciz şerhi konulduğu tarihin kabul edilmesi yerinde olmamıştır.
Davalı … tarafından başlatılan … 7. İcra Müdürlüğü takip dosyası incelendiğinde, davacılar vekilinin 02.12.2015 tarihinde dilekçe sunarak dosyadan suret aldığı görülmekte olup, ilgili ilamlı icra takip dosyasının içinde takip talep formunda mal rejiminin tasfiyesine ilişkin ilamın bilgileri açıkça yer aldığı gibi söz konusu ilamın bir örneğinin de dosya içinde bulunduğu sabittir. Davacılar vekili tarafından icra takip dosyasından örnek alındıktan sonra 07/12/2015 tarihinde ihalenin feshi davası ve 05/01/2016 tarihinde temyize konu yargılamanın yenilenmesi davası ikame edilmiştir. Mahkemece, davacıların öğrenme tarihinin 02/12/2015 olduğu ve yargılamanın yenilenmesi talebinin süresi içerisinde yapıldığının kabulü ile davanın kaldığı yerden devam edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın süreden reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacılara verilmesine,
peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.