Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/1269 E. 2017/5432 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1269
KARAR NO : 2017/5432
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Babalığın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ve Cumhuriyet Savcılığı taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

… A R A R

Dava, ergin çocuk tarafından açılan babalığın tespiti isteğine ilişkindir. (TMK. m. 301) Mahkemece, “hak düşürücü sürenin geçtiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 303’ncü maddesinde yer alan hükme göre; babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa, çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
Bu hükmün ikinci fıkrasında yer alan “Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde, hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar” hükmü, Anayasa Mahkemesi’nin 27.10.2011 tarihli 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararıyla; aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan “Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinda dava açılabilir” hükmü ise, Anayasa Mahkemesinin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararıyla çocuk yönünden iptal edilmiş; ikinci fıkrayla ilgili iptal kararı 07.02.2011 tarihli 28197 sayılı; dördüncü fıkrayla ilgili iptal kararı ise, 21.07.2012 tarihli 28360 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış; her iki iptal kararında, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceğinin kararlaştırılması sebebiyle, ikinci fıkrayla ilgili iptal hükmü 07.03.2012 tarihinde, dördüncü fıkrayla ilgili iptal hükmü ise 21.07.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarından sonra, çocuk tarafından açılan babalık davasında artık herhangi bir hak düşürücü süre sözkonusu değildir. O halde, mahkemece işin esasının incelenip iddia ile ilgili taraf delillerinin toplanması, DNA incelemesinin yapılması, bütün delillerin birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus nazara alınmadan “hak düşürücü süre geçtiğinden” bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın temyiz edene iadesine, 11.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.