Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/12495 E. 2019/5441 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12495
KARAR NO : 2019/5441
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … 9. Aile Mahkemesi hükmüne karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş, bu kez davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı-birleşen dosyada davalı … vekili, evlilik birliği içinde edinilen 172 ada 1 parselde bulunan 29 nolu bağımsız bölüm ile davalının banka hesaplarında bulunan para nedeniyle şimdilik 100.000,00 TL alacağın davalı erkekten tahsilini istemiş, 25.02.2016 tarihli dilekçe ile taşınmaz için 218.750,00 TL ve banka hesaplarındaki para için 384,44 TL talep ettiklerini açıklamıştır.
Davalı-birleşen dosyada davacı … vekili, kadın tarafından açılan davanın reddini savunmuş, birleşen davada, evlilik birliği içinde edinilen 35 CEA 49 plaka sayılı araç ve banka hesaplarında bulunan para nedeniyle 56.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davacı-birleşen dosyada davalı kadının davasının kısmen kabulü ile taşınmazdan dolayı 106.968,75 TL banka hesaplarından dolayı 384,44 TL katılma alacağının davalı-birleşen dosyada davalı erkekten tahsiline, davalı-birleşen dosyada davacı erkeğin davasının kısmen kabulü ile araçtan dolayı 7.850,00 TL banka hesaplarından dolayı 5.850,76 TL katılma alacağının davacı-birleşen dosyada davalı kadından tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı her iki taraf vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, asıl dava ve birleşen davada tarafların hesaplarında bulunan paralar hakkında istinaf başvurusu bulunmadığından bankadaki paralara ilişkin ilk derece mahkemesince verilen kararların esasına ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, gerekçede 2, 3, 4/C, 4/D, 5/A ve 5/B bendinde belirtilen nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esestan reddine, gerekçede 4/A, 4/B, 5/C ve 5/D bendinde belirtilen nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile 172 ada 1 parsele ilişkin ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, 172 ada 1 parsele ilişkin olarak gerekçede 4/A, 4/B, 5/C ve 5/D bendinde belirtilen şekilde işlem yapılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davalı-birleşen dosya davacısı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK’nin 353.maddesinde “(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
a) Aşağıdaki durumlarda Bölge Adliye Mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
…6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması….” hükmü yer almaktadır. Bu madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere bu madde kapsamında Bölge Adliye Mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde yeniden inceleme için ilk derece mahkemesine dosyanın gönderilmesine karar verilebilir. Bir başka deyişle; ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilebilecektir. Bu düzenleme gereğince istinaf başvurusunun kabulü istisnai bir haldir. Bu hal, ilk derece mahkemesince hiç delil toplanmaması veya deliller toplanmış olsa bile hiçbir değerlendirme yapılmadan karar verilmesine özgüdür. Nitekim ilk derece mahkemesi yetersiz bir şekilde delil toplamış ya da topladığı delilleri gerekçesinde yetersiz de olsa değerlendirmişse bu kapsamda karar verilmesi mümkün olmayıp, duruşma açılması zorunludur. Burada kanun koyucu ilk derece mahkemelerinin bir delili hiç toplamaması ve delil toplanmış olsa bile bu delillerle ilgili hiçbir değerlendirme yapılmamasını, bir başka deyişle, işi doğrudan Bölge Adliye Mahkemesine havale edilmesini istememiş, bunun önüne geçmek istemiştir. Bu halde davanın taraflarının ilk derecede yargılanma hakkının elinden alınmasını kanun koyucu istememiştir. Gerçekten de bir dava açıldığında tarafların ilk derece yargılanma hak ve yetkisi ortaya çıkar ki bu hakkın tarafların elinden alınmadan usulünce yerine getirilmesi ve bundan sonra taraflar ister ve koşulları var ise istinaf yargılamasının yapılması gerekmektedir. İlk derece mahkemesinin ilk derece yargılamasının ilkelerine aykırı şekilde delilleri toplamamış veya değerlendirmemiş olması halinde aslında ortada hukuki denetim ya da maddi vakıa denetimine yarayacak dava malzemesi de olmayacaktır. Genel olarak istinaf kanun yolunun ruhuna uygun olanı da delillerin öncelikle ilk derece mahkemelerinde toplanıp değerlendirilmesi ve bundan sonra başvuru olursa Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir değerlendirme yapılmasıdır.
Yukarıda belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde temyize konu karar incelendiğinde; davacı vekili mal rejiminin tasfiyesine yönelik alacak talebinde bulunmuş ve ilk derece mahkemesi kararını istinaf incelemesine tabi tutan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kararın bir kısmı esastan incelenip esastan red şeklinde karar verilirken, birbirleri ile ayrılmaz nitelikteki talepleri göz ardı ederek, bir kısmı yönünden ise tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olduğundan bahisle ilk derece mahkemesine dosyanın gönderilmesine karar verilmesi kendi içerisinde çelişkili bir durumdur. Tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olduğunun kabulü halinde kararın bir kısmının incelenerek esastan red kararı verilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde esastan red kararı verilmesi delillerin değerlendirecek ölçüde toplandığına delalet edeceğinden tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olduğu gerekçesi ile dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi kendi içerisinde çelişmektedir. Zaten kanun koyucu, bu iki halin bir araya gelmeyeceğini öngördüğünden esastan verilecek kararı belli koşullar altında temyizi kabil olarak düzenlemiş iken diğer hali kesin olarak düzenlemiş bulunmaktadır. Kararın düzenlenen kanun yolu açısından da bakıldığında da çelişkili durum yarattığı gözden kaçırılmamalıdır. Tüm bu anlatımlara göre, kararın bir bölümü esastan incelenerek karar verilmesi halinde diğer kısmı yönünden HMK’nin 353/(1)-a.6 maddesi hükmü gereğince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verildiğinden bahisle dosyanın ilk dereceye gönderilmesine karar verilemez.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş; esastan değerlendirme yapıldığı da nazara alındığında, davanın esasının incelenmesinin mümkün olduğu kabul edilerek davanın esasının tümüyle incelenmesi, gerektiğinde HMK’nin 356. maddesi hükümleri gereği duruşma yapılarak esastan inceleme ile tüm talepler yönünden karar verilmesi olmalıdır. Usul ve yasaya aykırı şekilde bir taraftan işin esasına girilip tarafların istinaf isteminin esastan reddedilirken, diğer taraftan 353/(1)-a.6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine şeklinde karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-birleşen dosyada davacı … vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nin 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı-birleşen dosyada davacı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine, karardan bir suretin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.