Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/12453 E. 2018/17377 K. 16.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12453
KARAR NO : 2018/17377
KARAR TARİHİ : 16.10.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Derneğin Şubesinin Tasfiyesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Dava dilekçesinde; davalı derneğin … şubesinin tasfiyesi istenilmiş; mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5253 sayılı …… Kanunu’nun 15. maddesinde, feshedilen veya münfesih hale düşen ……in para, mal ve haklarının tasfiyesi tüzüklerinde gösterilen esaslara göre yapılacağı belirtilerek tasfiye hususunda dernek genel kurulu tarafından bir karar alınmamış veya genel kurul toplanamamışsa yahut dernek mahkeme kararıyla feshedilmişse, derneğin bütün para, mal ve haklarının mahkeme kararıyla tasfiye edileceği hükme bağlanmış; ……in tasfiyesinin nasıl yapılacağı ise …… Yönetmeliğinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup Yönetmeliğin 89. maddesinde, genel kurul kararı ile feshedilen veya kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesi, tüzüğünde gösterilen esaslara göre yapılacağı, derneğin mahkeme kararı ile feshedilmesi halinde, derneğin bütün para, mal ve hakları, mahkeme kararıyla bulunduğu ildeki amacına en yakın ve kapatıldığı tarihte en fazla üyeye sahip derneğe devredileceği, bu ……in para, mal ve haklarının tasfiyesinin mahkeme kararında belirtilen esaslara göre yapılacağı ve tasfiyenin tamamlanmasını müteakip, durumun ilgili mülki idare amirliğine bildirileceği düzenlenmiştir. …… Kanunu’nda tasfiye konusunda hangi mahkemenin görevli olduğu açıkça gösterilmediğinden görevli mahkeme genel hükümlere göre tespit edilecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Aynı Kanunun 2. maddesinde ise, şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu ve HMK’de ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda gösterilen kanuni düzenlemeler dikkate alındığında, davanın şahıs varlığına ilişkin çekişmeli olarak açılan derneğin tasfiyesi istemine yönelik olması ve asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girmesi sebebiyle; mahkemece, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi tarafından yargılama yapılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasına girilerek davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’nin 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 16.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.