Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/12384 E. 2019/5442 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12384
KARAR NO : 2019/5442
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … Aile Mahkemesi hükmüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R

Davacı … vekili, evlilik birliği içinde edinilen 1403 ada 3, 2310 ada 1, 1705 ada 7 ve 1055, 331 ada 20 ile 1978 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar, 48 FH 807 plaka sayılı araç, banka hesaplarında bulunan para nedeniyle 1.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiş, 02.02.2015 tarihli dilekçe ile talep miktarını 512.034,55 TL olarak açıklamıştır.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, 370.337,40 TL ile 50 doların karar tarihindeki TL karşılığı 147,00 TL toplamı 370.484,40 TL katılma alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu 1705 ada 7 (8-9) parselin 1/2 payı, 1055 parsel ve 331 ada 20 parsel ile bankada bulunan para ve 48 FH 807 plakalı araç yönünden kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, dava konusu 1979 ada 18 parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölüm yönünden davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmesine ve yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın kısmen kabulüne, 330.737,40 TL ile 50 doların mahkeme karar tarihindeki TL karşılığı 147,00 TL toplamı 330.884,40 TL katılma alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, evlilik birliği içinde edinildiği anlaşılan taşınmazların davalı tarafından … işinde uğraşması sebebiyle üzerine kaydedildiği savunulmuş ise de tüm dosya kapsamı itibarıyla bu husus ispat edilemediğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf istemiyle önüne gelen dosya ve karar bir bütün olarak değerlendirilerek, HMK’nin 353/1-b maddesinde yer alan “b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, 3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir” düzenlemesi uyarınca, davanın hangi kısmı ile ilgili olursa olsun, istinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerekir. Aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK’nin 297. ile 359. maddelerine aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilebilecektir. Keza, ilk derece mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabilecektir.
Bu nedenle, somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince, HMK’nin 353/(1)-b.1 ve aynı Kanun’un 353/(1)-b.2 maddelerine dayanılarak istinaf başvurusunun dava konusu 1979 ada 18 parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölüm yönünden kabul edilerek kararın düzeltilip, yeniden hüküm kurulurken, dava konusu diğer malvarlığı yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulması doğru olmadığından, hükmün bu nedenle bozulması gerekmektedir. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) nolu bentte gösterilen sebeple yerinde görüldüğünden kabulü ile temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1. bendinin tamamen, 2. bendinin ise ilk fıkrasının hükümden çıkartılmasına, yerine 1. bent olarak “Davalı vekilinin istinaf itirazları 1979 ada 18 parselde 3 nolu bağımsız bölüm yönünden yerinde görüldüğünden kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince … Aile Mahkemesinin 23.09.2016 tarihli ve 2013/104 Esas, 2016/860 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA” cümlesinin yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK’nin 370/2 maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, dosyanın … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine, karardan bir suretinin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 23.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.