Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/12023 E. 2017/10530 K. 12.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12023
KARAR NO : 2017/10530
KARAR TARİHİ : 12.09.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz’in 16.12.2013 gün ve 2012/11299 Esas, 2013/19067 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı … vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Asıl davada davacı …, birleşen 2010/355 Esas sayılı dosyada davacı …, birleşen 2010/356 Esas sayılı dosyada davacı …, birleşen 2010/353 Esas sayılı dosyada davacı …, birleşen 2010/354 Esas sayılı dosyada davacılar …, … ve … vekili ayrı ayrı vermiş olduğu dava dilekçelerinde, dava konusu 413 ada 67 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık ikişer dönümlük kısımlarının 20 yılı aşkın süredir nizasız fasılasız vekil edenlerinin zilyetliğinde bulunduğunu, taşınmazda 26/64 hisse sahibi….-Kuzucu ….’in tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamadığını, kim olduğu bilinen kişi olsa dahi 20 yıldan fazla bir zaman önce öldüğünü açıklayarak, TMK 713/2 maddesi gereğince dava konusu taşınmazda ….adına kayıtlı hissenin keşif esnasında belirlenecek sınırlar içerisinde kalan kısımlarının iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Katılma talebinde bulunan ve davaya dahil edilen davalı … vekili; vekil edeninin tapuda malik olarak görünen Kuzucu …. oğlu….’nin mirasçısı olduğunu, davacıların dava konusu taşınmazı malik sıfatı ile kullanımlarının söz konusu olmadığını, davalı Hazine vekili ise dava konusu taşınmazın malikleri arasında yer almadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, davaya dahil edilen … savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, davacıların davalarına dayanak yaptığı tapu malikinin bilinmemesi hususunun somut olayda gerçekleşmediği, TMK713/2 maddesinde yazılı “ölüm” sebebi yönünden, pay maliki….’nin annesi olan …’ün mirasçı bırakmaksızın ölümü ile mirasının Hazineye kaldığı, Hazineye karşı zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiğinin ileri sürülemeyeceği gerekçeleriyle asıl davanın ve birleştirilmesine karar verilen 2010/353 Esas, 2010/354 Esas, 2010/355 Esas, 2010/356 Esas sayılı dosyaları ile açılan davaların ayrı ayrı reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, asıl dava ve birleşen davalardaki davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 16.12.2013 gün 2012/11299 Esas, 2013/19067 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, asıl dava ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Dairemizin 2014/9460 Esas, 2014/9959 Karar sayılı ilamı ile süresi geçtikten sonra yapılan karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

Davalı …, karar düzeltme talebinin süre yönünden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini iddia ederek T.C. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.
T.C. Anayasa Mahkemesi’nin 01.02.2017 gün, 2014/12996 başvuru numaralı kararı ile davalı …’ın başvurusunun değerlendirilmesi sonucunda, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine, mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın yeniden yargılama yapılmak amacıyla ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmesine karar verilmiş, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda, dosya kapsamının yeniden değerlendirilmesi neticesinde, Dairenin 16.12.2013 tarihli onama ilamının 12.2.2014 ‘de asıl ve birleşen davalar davacılar vekiline tebliğ edildiği, vekilin 27.2.2014 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçe ile karar düzeltme isteminde bulunduğu ve aynı tarihte karar düzeltme harcını yatırdığı, ancak Mahkeme görevlilerince karar düzeltme isteminin 28.2.2014 tarihinde işleme alındığı görülmüştür.
Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları HMK’nun 183/1. maddesine göre karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Her ne kadar HMK’nun 183/1. maddesinde karar verilinceye kadar yazı ve hesap hatalarının düzeltilebileceği ifade edilmekte ise de, HMK m. 304/1 maddesinde yargılamanın bitmesinden sonrada maddi hataların düzeltilmesine de imkan verilmiştir. Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların (maddî hataların) düzeltilmesine ilişkin hükümler kanun yolu incelemesi sonucunda verilen kararlar bakımından da uygulanır. Yargıtay onama ve bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunması hallerinde dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayanılarak verilmiş olan onama ve bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Diğer bir deyişle, Yargıtayın istikrar kazanmış görüşüne göre maddî hata kazanılmış hak oluşturmaz.
Hal böyle olunca, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilinin karar düzeltme istemi süresinde olduğu halde, Mahkeme görevlileri tarafından yasal süre dolduktan sonra işleme konulması nedeniyle maddi hata sonucu karar düzeltme isteminin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşıldığından, Dairemizin 20.05.2014 tarih ve 2014/9460 Esas, 2013/9959 karar sayılı kararının Ortadan Kaldırılmasına karar verilmiştir.
Asıl dava ve birleşen davalarda davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesine gelince;
Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre; dava kazanmayı sağlayan zilyetlik, TMK’nun 713/2. fıkrasında açıklanan “tapu kütüğünde maliki kim olduğu anlaşılamayan” ve “tapu malikinin 20 yıl önce ölmüş olması” hukuki nedenlerine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre , asıl dava ve birleşen davalarda davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yerinde olmayan ve HUMK’nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan sair karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Asıl dava ve birleşen davalarda davacılar vekilinin, TMK’nun 713/2. fıkrasında açıklanan “tapu malikinin 20 yıl önce ölmüş olması” hukuki nedenine dayalı olarak kurulan hükme yönelik karar düzeltme isteminin incelenmesine gelince;
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun’un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK’nun 713/2 maddesindeki düzenlemelerdir.

Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesine imkan tanıyan TMK’nun 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi , “Anayasa Mahkemesi’nin 17.03.2011 tarih ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi’nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir.
Somut olaya gelince; dosya içerisinde mevcut tapu kayıtlarından, dava konusu taşınmazın 26/64 hissesinin 23.11.1988 tarihinde kadastro nedeniyle….:Kuzucu …. adına tescil edildiği bu hissenin mirasçılarına intikal ettirilmediği görülmüştür.
Tapu iptali ve tescil davalarında öncelikle husumet kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılır. Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, eldeki davayı Maliye Hazinesi ve ….oğlu…. mirasçılarına husumet yönelterek açmış, yargılama esnasında mirasçılar … ve … davaya dahil edilmiştir. Dosya içerisinde mevcut mirasçılık belgelerinin incelenmesinde;….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 6.10.2011 gün 2011/683 Esas ve 2011/700 Karar sayılı dosyası ile mirasbırakan …. Eren’in 1.7.1897 tarihinde ölümü ile eşi…ve babası ….’i bıraktığı, Elife Eren’in ölümü ile oğlu …’ü bıraktığı, murisin annesi …..’nin nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, baba ….’in ölüm tarihinin bilinmediği, davacı vekilinin TMK’nın 594. maddesinin uygulanması talebinin bulunmaması nedeniyle bu usulun denenmediği, ….. ve ….’in ölü oldukları belirtilerek ve mirasçıları tespit edilemeyen ….. ve ….’in hisseleri üzerlerinde bırakılarak, …, ….. Acartük ve ….’in mirasçı olarak tespit edildiği,….. Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.12.2011 tarih 2010/717Esas, 2011/873 Karar sayılı dosyasında ise; mirasbırakan …. annes… ve babası …’i bıraktığı, …. ölümü ile oğlu …’ü bıraktığı, murisin babası ….’in ölüm tarihi belirlenememiş ise de, ölüm olayının tescil edildiği miladi 1911 tarihinde öldüğü kabul edilerek 1987 yılında ölen Şerife isimli kızından olma…. Kudisiye isimli mirasçısının bulunduğu, murisin annesi … nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, davacı vekilinin TMK’nın 594. maddesinin uygulanması talebinin bulunmaması nedeniyle bu usulun denenmediği, ….ölü olduğu belirtilerek; …, … ve …’ün mirasçılar olarak tespit edildiği görülmüştür. Bu haliyle , anılan mahkeme kararları ile yapılan belirlemeler tapu malikinin yasaya uygun şekilde tüm mirasçılarını göstermekten uzaktır.
Açıklanan bu nedenle, Mahkemece öncelikle taraf teşkilinin sağlanması amacıyla, davacıya Hazine hasım gösterilmek suretiyle tapuda 26/64 hisse sahibi “….:Kuzucu ….” in tüm mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesinin temin edilmesi için süre ve imkan tanınması, dosya arasında mevcut ve yukarıda zikredilen mirasçılık belgelerinde ismi geçen “…..” ile tapuda malik olan “….” nin aynı kişi olup olmadığı hususunda duraksama oluştuğundan, gerek görülmesi halinde, “…..” ile tapuda malik olan “….in aynı kişi olduğunun belirlenmesine yönelik Tapu Müdürlüğü taraf gösterilerek tapu kaydında isim tashihi davası açılmak üzere taraflara süre ve imkan tanınması, tüm bu eksiklikler tamamlanıp duraksamaya yer vermeyecek şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın tapu kayıt malikinin mirasçılarına yöneltilmesi, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, bundan sonra TMK 713/2 maddesinde yer alan “tapu malikinin 20 yıl önce ölmüş olması” hukuki nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteği hakkında karar verilmesi gerekirken, pay malikinin mirasçılarının tamamı tespit edilmeden ve mirasçılık belgesinde adı geçen “…..” ile tapu maliki “….:Kuzucu ….” in aynı kişi olup olmadığı duraksamaya yer vermeksizin belirlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle asıl dava ve birleşen davalarda davacılar vekilinin karar düzeltme isteği kısmen yerinde olduğundan kabulü ile Dairenin maddi hataya dayalı 16.12.2013 tarih 2012/11299 Esas, 2013/19067 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer karar düzeltme itirazlarının (1) numaralı bentte yazılı sebeplerle yerinde görülmediğinden REDDİNE, peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harcının temyiz ve karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 12.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.