YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1199
KARAR NO : 2017/4129
KARAR TARİHİ : 23.03.2017
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Hasımsız görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava dilekçesinde, davacının annesi …’un vesayet altına alınması istenmiş; mahkemece, kısıtlanması istenilenin yerleşim yerinin Akçakoca olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405 ve 408. maddeleri kapsamındaki yaşlılık ve akıl hastalığı sebebiyle vesayet altına alınma istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 411. maddesi gereğince vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Bu yetki kesindir ve mahkemece kendiliğinden gözetilir. Aynı Yasanın 412. maddesi uyarınca ise; vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi, yerleşim yerini değiştiremez. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 7/g maddesine göre; kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması zorunludur. Bu kanuna dayanılarak çıkartılan Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1.maddesine göre, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişinin yazılı beyanı esas alınır. Adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı vekili tarafından …’un unutkanlık ve alzheimer hastalığı nedeniyle kısıtlanması istemiyle 03.07.2014 tarihinde … Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesine dava açıldığı, kısıtlanması istenilen kişinin dava tarihindeki yerleşim yeri olan ….. adresinin … Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesinin yargı çevresinde kaldığı, kısıtlanması istenilenin 10.04.2015 tarihinde aldığı yeni nüfus kaydına göre ilgilinin mernis adresinin…… olduğu, buna dayanarak mahkemece yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Yetkili mahkeme belirlenirken de, dava tarihindeki yerleşim yeri esas alınır. (HMK.m. 6) Dava tarihinden sonra yargılama sırasında kısıtlanması istenilen kişinin yerleşim yerinin değişmesi halinde mahkemece yetkisizlik kararı verilemez. O halde, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında; mahkemece davaya devamla gerekli araştırma ve inceleme yapılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.