Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/11833 E. 2019/6450 K. 25.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/11833
KARAR NO : 2019/6450
KARAR TARİHİ : 25.06.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI (3. Kişi) :
DAVALI (Alacaklı) :
(Borçlu) :
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 07.03.2017 tarihli ve 2015/4048 Esas, 2017/3044 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı üçüncü kişi vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkiline ait menkul malların borçlunun borcundan dolayı haczedildiğini belirterek, davanın kabulünü istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin ortaklarının aynı olduğunu, iki şirketin yetkililerinin kardeş olduğu ve aralarında muvazaalı devir olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğu, faaliyet alanlarının aynı olduğu, mahcuzlara yönelik sunulan faturaların borcun doğumundan sonraki tarihleri kapsadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir, Dairemizin 07.03.2017 tarihli ve 2015/4048 Esas, 2017/3044 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, onama kararına karşı davacı 3. kişi vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
İİK’nin “Takibin Durması ve Düşmesi” başlıklı 193. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında: “İflasın açılması, borçlu aleyhine haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. Kararın kesinleşmesi ile bu takipler düşer…” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer yandan istihkak davasında geçerli haczin bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında, Mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi gerekir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, borçlu …hakkında, Bakırköy 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 07.03.2014 tarihli ve 2013/399 Esas, 2014/47 sayılı Karar ile iflas kararı verildiği, kararın 28.04.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda karar tarihinden önce, borçlu şirket yönünden İİK’nin 193/2. maddesi uyarınca takibin düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesinden dolayı takibin ve haczin düşmesi nedeniyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerektiğinden karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile, Dairemize ait 07.03.2017 tarihli ve 2015/4048 Esas, 2017/3044 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 25.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.