Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/11038 E. 2017/6077 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/11038
KARAR NO : 2017/6077
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı alacaklı vekili, 07.05.2014 tarihinde yapılan haciz sırasında menkullerle ilgili 3. kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, ancak malların takip borçlusuna ait olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile davalı 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, haciz sırasında borçlunun kardeşinin hazır olması,… … ….’nin cevabından anlaşılacağı üzere, kullanılan kredide adres olarak haciz adresinin olması, sunulan faturaların borcun doğumundan sonra olması, 3. kişi ve borçlunun aynı işi yapıyor olması ve istihkak iddia eden 3. kişinin borçlunun kardeşinin hanımı olması nedeniyle aralarında bağlantı bulunduğu dikkate alındığında, iş yeri devrinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı 3. kişi vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı 3. kişi vekilinin takdir edilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre; karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, takibe konu alacak miktarının 26.472,00 TL, mahcuzların toplam değerinin ise 10.650,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken; davalı 3. kişi aleyhine fazla vekalet ücretinin hesaplandığı görülmektedir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı 3. kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı 3. kişi vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3. bendindeki “Davacı alacaklı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı-alacaklıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin çıkartılarak yerine “mahcuz değeri olan 10.650,00 TL üzerinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1278,00-TL. vekalet ücretinin davalı 3. kişiden alınarak davacıya verilmesine…” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.