Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/11014 E. 2019/3889 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/11014
KARAR NO : 2019/3889
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI (Üçüncü Kişi) : …
DAVALI (Alacaklı) : …
(Borçlu) : …, …
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 01.12.2016 tarihli ve 2014/24576 Esas, 2016/16392 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı üçüncü kişi vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, borçlu aleyhine yapılan takipte müvekkiline ait menkulün haczedildiğini, mahcuza ait faturanın sunulduğunu belirterek istihkak ididiasının kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın süresinde açılmadığını, ayrıca mahkemenin yetkisiz olduğunu, borçlu şirketin alacaklarını ödemekten kaçınmak amacıyla davacı üçüncü kişiye muvazaalı satış yaptığını, mahcuzun borçlu şirkete ait olduğunu ileri sürerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının sunduğu kira sözleşmesinin tasdiksiz ve tarihsiz olduğu, sunulan fatura fotokopi olup mülkiyeti ispata yeterli olmadığı, tanık beyanlarının tutarlı olmadığı, mahcuz bedeli ile fatura bedelinin uyumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 01.12.2016 tarihli ve 2014/24576 Esas, 2016/16392 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı üçüncü kişi vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Dava, üçüncü kişinin İİK’ nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu olayda öncelikle, mülkiyet karinesinin hangi taraf lehine olduğunun ve dolayısıyla davada ispat yükünün hangi tarafa ait bulunduğunun belirlenmesi gerekir. Takip dosyasının incelenmesinde haczin üçüncü kişi adresinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Haciz esnasında borçlu hazır olmadığı gibi, borçlunun haciz adresinde faaliyette bulunduğuna dair bir delil de bulunmamıştır. Hal böyle olunca, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olup, bu yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Bu sebeple, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan alacaklının delillerinin ispat yükünü karşılayıp karşılamadığının ve aleyhine olan karineyi çürütüp çürütemediğinin irdelenmesi gerekmektedir. Davalı alacaklı vekili ispat vasıtası olarak borçlu ve üçüncü kişinin ticari defterlerine dayanmıştır.
O halde Mahkemece, dava konusu mahcuzun bedelinin borçluya ödenip ödenmediği ve dosyada mübrez 05.03.2012- 05.09.2012 tarihleri arasında mahcuzun dava dışı Yılmazlar Elektriğe kiralandığına dair sözleşmenin kayıtlı olup olmadığı hususlarının tespiti için üçüncü kişinin defterleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından yukarda açıklanan onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 01.12.2016 tarihli ve 2014/24576 Esas, 2016/16392 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.