YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/10839
KARAR NO : 2019/3351
KARAR TARİHİ : 27.03.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
K A R A R
1. Davalılardan … yargılama aşamasında 16.04.2014 tarihinde vefat etmiş olup mirasçıları … ve …’e gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçalarının dosya arasında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Gerekçeli karar ile davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin adı geçenlere tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmiş ise tebligat parçalarının bulunduğu yerden alınarak dosya arasına konulması veya kayıtlara dayanılarak tebliğ tarihlerinin açıklanması, gerekçeli karar ve davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesi adı geçenlere hiç tebliğe çıkarılmamış ise, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilerek bu noksanlığın yerine getirilmesi (adı geçenler vefat etmişse nüfus kayıtlarına yahut veraset belgesine göre tespit edilecek mirasçılarına tebligat çıkartılması), temyiz süresinin beklenmesi,
2. Dosya kapsamında bulunan tapu maliki … Oğlu …’e ait iki adet veraset ilamı arasında farklı mirasçı adları bulunmakta olup çelişkinin giderilmesi adına güncel veraset ilamının taraflardan sağlanarak dosya arasına alınması,
3. Davalılardan Nadiye Nakbant’a yapılan tebligatın iade edildiği, sonrasında ise Tebligat Kanunu’nun 35. maddeye göre ilgili şahsa tebligatın yapıldığı, anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 19. maddesinde tebligatın, muhatabın bilinen en son adresi yapılacağı belirtilmiş, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasa ile eklenen aynı maddenin ikinçi fıkrasına göre ise “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” hükmü getirilmiştir.
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.” 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 11.01.2011 tarihli, 6099 Sayılı Kanun’un 9.maddesi ile değişik Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 2. fıkrkasında “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunavak evrakın bir nüshası eski adresi ait binanın kapusuna asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır” düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu maddeye göre, tebligat yapılabilmesi muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlanmıştır. Adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilmesi halinde 6099 Sayılı Kanun ile değişik 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılacaktır.
Somut olayda yukarıda verilen kanun maddeleri kapsamında değerlendirildiğinde, adres kayıt sistemindeki adresi araştırılmadan iade adresine Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesi hükümlerine de uymayan şekilde usulsüz tebligat yapıldığı anlaşılmıştır.
Açıklanan bu sebeplerle bahsi geçen davalıya gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesi tebligatının usulüne uygun olarak yukarıda ifade edilen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilerek bu noksanlığın yerine getirilmesi, temyiz süresinin beklenmesi,
4-7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşulardan birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde burada, iki hali birlikte düzenlenmiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina” dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir” hükmü öngörülmüştür.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu’nun 23/7 ve Tebligat Yönetmeliği’nin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir.
Somut olayda, davalılardan …, …, … ve …’ye yapılan gerekçeli karar tebliğ işlemlerinde, muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilmişse de kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmama nedeni, tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği, (davalılardan … hariç) komşu ad ve soyadının belirtilmediği, komşu imzası, imzadan imtina etmiş ise şerhi tevsik gibi hususlarda eksiklikler olmasına rağmen muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle adı geçen davalılara yapılan tebligatlar usulsüzdür.
Bu durumda, yukarıda ismi belirtilen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesi tebligatının sağlanarak, yasal temyiz süresinin beklenilmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.