YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9791
KARAR NO : 2019/3964
KARAR TARİHİ : 10.04.2019
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI(Alacaklı) : …
DAVALI(3.Kişi) : …
(Borçlu) : …
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili, müvekkili şirketin yirmi yılı aşkın süredir borçlu ile ayakkabı ticareti yaptığını, 28.11.2014 tarihli haciz esnasında da mülkiyeti borçluya ait ayakkabıların haczedildiğini,borçlunun piyasaya olan borçlarını ödememek ve takipleri semeresiz bırakmak için sahip olduğu dükkanları başta kardeşi olmak üzere üçüncü kişilere devrettiğini öne sürerek, davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, haciz adresi iş yerinin müvekkilince kiralanıp işletildiğini, borçlu ile bir ilgisinin olmadığını, mahcuzların faturalarının müvekkili adına olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı üçüncü kişinin, haciz yapılan adreste takibe dayanak çeklerin keşide tarihinden önce 19/06/2013 tarihinde faaliyete başladığı, davacı alacaklı tanıklarının başka illerde faaliyet göstermeleri nedeniyle haciz yapılan iş yerinin kimin tarafından işletildiği konusunda görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceği, üçüncü kişiye ait firmanın 19/06/2013 tarihinde işe başladığı ve resmi yevmiye kayıtlarının doğru ve usulüne uygun tutulduğu, vergi dairesi belgeleri ile iş yeri mükellefiyetinin üçüncü kişi adına tescilli olduğuna dair bilirkişi raporu sunulduğu, bu durumda üçüncü kişinin istihkak iddiasının haklı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; borçlu ile üçüncü kişinin kardeş oldukları, Dairemizin aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2016/10599 ve 2016/11417 Esas sayılı dosya içeriklerine göre, eldeki davaya konu haciz adresinde, 14.08.2014 tarihinde yapılan haciz esnasında hazır bulunan …’nin, hali hazırda borçlu ve eşinin ortak oldukları dava dışı Ayakkabı Yıldızı Şirketinin 30.10.2013 tarihinde ortaklıktan ayrılan eski ortağı olduğu, 27.11.2014 tarihli haciz esnasında ise üçüncü kişi tarafından işletilen mağazanın panosunda “…” markasının yazılı olduğunun görüldüğü, bu markaya ilişkin lisans sözleşmesinin ise borçlu ile imzalandığı, bunlardan ayrı olarak borçlunun haciz adresinden farklı olarak Zafer Çarşısı içerisinde işlettiği mağazayı muvazaalı olarak çalışanına devrettiği iddiası ile başka bir alacaklı tarafından açılan davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararının Dairemizin 02.03.2017 tarihli ve 2015/2136 Esas-2017/2809 Karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, davanın İİK’nin 99.maddesi gereğince alacaklı tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Bu yasal karinenin aksinin davalı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davalı üçüncü kişinin dayandığı, borcun doğum tarihinden sonra düzenlenmiş, ayırt edici özelliği olmayan fatura, adi yazılı kira sözleşmesi ve vergi levhası mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir, bu belgeler istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü ile davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 10.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.