Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/9446 E. 2019/3886 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9446
KARAR NO : 2019/3886
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI-3. Kişi : .
DAVALI-Alacaklı :..
DAVALI-Borçlu :
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili, haciz adresinin borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, mahcuzun davacı üçüncü kişiye ait olduğunu belirterek, istihkak iddiasının kabulü ile mahcuzun değerinin %15’inden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlunun üçüncü kişi ile muvazaalı işlemler yaparak alacaklıyı zarara uğratmak istediğini üçüncü kişinin sicil adresinin haciz mahallinden farklı adres olduğunu, davacının iddiasını ispat edemediğini ileri sürerek, davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğu, davacı üçüncü kişi tarafından sunulan delillerle karinenin aksinin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Somut olayda davaya konu 2013 model asfalt silindir iş makinesinin, satılmak üzere inşaat malzemeleri satılan üçüncü kişi ve borçlunun adresinden farklı bir adreste bulunduğu, alacaklı yetkilisi tarafından üzerindeki telefon numarası aranarak makine hakkında bilgi alındıktan sonra, icra memurları ile makinenin bulunduğu yere gidildiğinde üçüncü kişinin hacizde hazır bulunması nedeniyle İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğunun kabulü ile bu yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Bu sebeple, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan alacaklının delillerinin ispat yükünü karşılayıp karşılamadığının ve aleyhine olan karineyi çürütüp çürütemediğinin irdelenmesi gerekmektedir. Davalı alacaklı vekili ispat vasıtası olarak
ticari defterlere, mahcuzun satış faturalarına, tanık ve bilirkişi deliline dayanmıştır.
O halde Mahkemece, öncelikle dava konusu iş makinesinin tescile tabi olup olmadığı, tescile tabi ise kimin adına kayıtlı olduğu, ilk kayıt tarihinden itibaren tüm belgelerin ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden getirtilmesi, mahcuzun bedelinin üçüncü kişi tarafından ödenip ödenmediğinin tespiti için üçüncü kişinin ticari defterleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.