Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/904 E. 2018/17954 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/904
KARAR NO : 2018/17954
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :…… Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili ve davacı 3.kişi vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı 3.kişi vekili, haczedilen menkullerin müvekkili şirkete ait olduğunu, menkullerin 3.kişi tarafından satın alındığına ilişkin faturalarının bulunduğunu, dayanak senetlerin teminat senedi olması nedeni ile takibin geçersiz olduğunu açıklayarak davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından sunulan faturaların ilgili kanunlara göre usulüne uygun tasdik edilmiş olduğu, bedellerinin ödendiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile haciz tutanağında belirtilen mallara ilişkin (……… hariç) istihkak iddiasının kabulüne karar verilmiş, karar davacı 3.kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1-Davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinde;
2004 sayılı …… ve İflas Kanunu’nun 4949 sayılı Yasa’nın 101. maddesiyle değişik 363. maddesi hükmüne göre; Yasa’nın yürürlüğe girdiği 30.07.2003 tarihinden sonra …… mahkemelerince verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 2.000,00 TL’yi geçmesi gerekir.
İİK’na 4949 sayılı Yasa’nın 102. maddesiyle eklenen Ek 1. madde uyarınca da; bu parasal sınır, her ……… yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların 213 sayılı …… Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi uyarınca … Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerlendirme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On milyon TL (10,00 TL)’yi aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
Buna göre hesaplama yapıldığında 01.01.2015 yılında …… mahkemelerince verilecek kararların temyiz edilebilmesi için temyizin konusu 5.980,00 TL’nin üzerinde bulunmalıdır.
İİK’nin 363/1. maddesinin (7) nolu bendinde temyiz edilebilecek kararlar arasında sayılan istihkak davalarında ve istihkak davalarına ilişkin takibin taliki kararlarında temyiz incelemesi yapılabilmesi için aynı fıkranın son cümlesinde yer verilen özel düzenlemeye göre …… mahkemesi kararının taalluk ettiği malın veya hakkın değerinin belirlenen bu miktarı geçmesi şarttır.
Somut olayda, davacı 3.kişi vekili reddedilen kısım (hacze konu mahcuzlardan 82 ……… ……… 56 ……… tv ) yönünden kararı temyiz etmiş olup, temyiz konusu mahcuzların değeri 5.980,00 TL’nin altındadır. Bu durumda hüküm kesin nitelik taşıdığından davacı 3.kişi vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2-Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava konusu haciz, 3.kişinin ticaret sicil adresinde yapılmakla birlikte, haczin yapıldığı taşınmaz borçluya aittir. Bunun yanında, borçlunun vekaletname ile geniş yetki verdiği …… Gül isimli kişi haciz sırasında hazır bulunmuş, alacaklı vekili; anılan şahsın, faturalı malları borçlu adına faturalandırdıklarını, sonrasında faturaların iptal edildiği şeklindeki beyanının tutanağa geçirilmesini istemiş, hazirun …… Gül böyle bir beyanda bulunmadığını dile getirse de haciz sırasında alacaklı vekilinin yanında bulunan …… isimli kişi de, alacaklıyı doğrulayarak böyle bir beyanda bulunulduğunu söylemiştir. Ayrıca, 3.kişi borcun doğumundan sonra 30.3.2012 tarihinde haciz adresinde faaliyete başlamıştır. Öte yandan, borçlu 3.kişi şirketin %90 hissesi ile hakim ortağı olup temsile yetkili müdürüdür. Uygulamada, sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü yükümlülükler ile borçlardan ve sorumluluklardan kurtulmak için tüzel kişiliğin bir araç olarak kötüye kullanıldığı ve kişilerin tüzel kişilik perdesinin arkasına sığındığı görülmektedir. Perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin ya da ana ortaklıkla yavru ortaklıkların özdeş kılınarak sorumlu tutulmasına olanak sağlanmaktadır. (……………Yayını s.h.58) Somut olayda,hakim ortak olan borçlu, tüzel kişiliğin perdesine sığınarak alacaklılarına karşı borçlarını ödemekten kaçınmaktadır. Bu durumda, davacı 3. kişi şirket ile borçlu arasında, alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler yapıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle 3. kişi vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE; 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 25.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.