Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/8911 E. 2017/5375 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8911
KARAR NO : 2017/5375
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.04.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden … bizzat ve vekili Avukat … Soyden geldiler ve karşı taraftan davacı vekili Avukat … geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

… A R A R

Davacı … vekili, dava dilekçesinde; tarafların evli iken 2009 yılında boşandıklarını, davalı adına kayıtlı arsa vasfındaki 81 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tarafların müşterek hesabındaki 210.000 USD ile satın alındığını bunun karşılığının 54.563 TE olduğunu, davacı kocanın taşınmazın alanına 1/2 oranında katkısı bulunduğunu, taşınmazın alıntına yönelik bu katkısından başka babasının emekli ikramiyesi olan 70.000 DM’yi de taşınmaz için kullandığını bunun karşılığınında 19.400 TL olduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 73.993.00 TL nin tasfiye tarihindeki değerinin tespitiyle yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini İslemiş. 23.03.2012 tarihli, dilekçesiyle talebini 922.740.00 TL olarak ıslah etmiştir. Davacı vekili talebini bu şekilde ıslah ettikten sonra 05.12.2012 tarihli oturumda 461.370.00 TL ile sınırlamıştır.
Davalı … vekili, davacının hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, verilen ilk kararda davacı ve davalının ortakları olduğu İde İ….. ile davalı arasında görülen tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/ 536 Esas. 2005/ 192 Karar sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiği, söz konusu dava da davacının taşınmazın davalı kadına ait olduğunu kabul ettiğinden katkı payı alacağı talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresi İçerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, yapılan inceleme neticesinde Dairenin 14.11.2013 gün 2013/4540 esas 2013/16670 karar sayılı ilamı ile tapu iptali ve tescil istekli dava aynı taşınmaza ilişkinse de. tarafları aynı olmadığı gibi hukuki sebebinin aynı olmadığı, anılan dava da. davacı taşınmazın davalıya ait olduğunu kabul etmiş ise de. taşınmazın edinilmesindeki katkısından kaynaklanan alacağından vazgeçmediği gibi bu husus yargılama konusu da yapılmadığından bu davanın eldeki dava için red sebebi olarak kabulü mümkün olamayacağı, davacı taraf taşınmazın ahırımdan sonra babasına ait ait emekli ikramiyesinden taşınmaza 70.000 DM’lik katkı yaptığını iddia etmiş ise de, bu katkı tarafların her ikisinin de ortak olduğu şirketin taşınmaz üzerindeki faaliyeti için yapılan ve mal rejiminin tasfiyesi içinde istenemcyecek genel hükümlere tabi alaeak olduğu, bu halde mahkemece müşterek hesaptaki paranın yarısı olan 43.250.0 TL’nin taşınmazın edinildiği tarihteki değeri olan 121.000.00 TL’ye oranı ile taşınmazın dava tarihindeki değerinin çarpımı sonucu belirlenecek miktara katkı payı alacağı olarak karar verilmesi gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde verilen kararda davacı tarafın davasını sınırlamasına göre 461.370.00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı başlangıç da 73.993.00 TL üzerinden talep yapmış ise de; 13/03/2013 tarihli ıslah dilekçesinde talebini 54.563.00 TL ye indirmiş bulunduğundan ve ilk dava dilekçesinde tasfiye tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğundan sınırladığı 54.563.00 TL üzerinden karar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, kalan diğer alacaklar yönünden davacı tarafın faiz talebi bulunmadığından faiz tahakkuk ettirilmesine gerek olmadığına karar verilmiştir. Hüküm, her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairenin 07.04.2015 gün ve 2014/20964 esas 2015/7817 karar sayılı İlamı ile her iki taraf vekilinin temyiz itirazlarının dava katkı payı alacağına ilişkin olmasına rağmen faizin dava tarihinden başlatılması gerekirken karar tarihinden başlatılması ve bozma ilamında belirtilen şekilde katkı payı alacağı hesaplaması yapılmaksızın hüküm tesisinin batalı olduğu belirtilerek karar bozulmuş, tarafların diğer temyiz İlrazlarmm ise reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin karar düzeltme isteği ise reddedilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde Mahkemece verilen son kararda, davacı tarafın 464.669.0 TL üzerinden alaeak talebinin kabulü ile davalıdan alınıp davacıya ödenmesine. 54.563 TL üzerinden dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz, edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma İlâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Bozma ilamında belirtilen şekilde taşınmazın edinme tarihinde davalının katkı miktarı olan 43.250.00 TL’nin taşınmazın edinme tarihindeki değeri olan 121.000.00 TL içinde oranı (43.250.00×100:121.000.00) taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri olan 1.300.000.00 TL ile çarpılması neticesinde davacının katkı payı alacağı 464.669.00 TL’dir. ancak yukarıda açıklandığı İizere davacı taraf talebini 461.370.00 TL ile sınırlandırdığından sadece bu miktar üzerinden davanın kabulüne hükmedilmesi gerekirken HMK 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak hüküm tesisi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün (2.) bentte açıklanan sebeple hüküm fıkrasının (1) nolu bendi birinci satırdaki “464.699.00 TL” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, ibarenin yerine “461.370,00 TL” rakam ve kelimelerinin yazılmasına, llUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1.) bentte açıklanan nedenlerle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.480,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 11.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.