Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/8655 E. 2019/2966 K. 20.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8655
KARAR NO : 2019/2966
KARAR TARİHİ : 20.03.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davcı üçüncü kişi vekili, .. adresinde antika parakende ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, 4.6.2014 tarihinde müvekkilinin kiracı olduğu işyerinde haciz yapıldığını, haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, eşya devir sözleşmesi faturalar ve ödeme dekontlarının dava dilekçesine ekli olduğunu belirterek, istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu şirkete ait olduğu bilinen iş yerine gidildiğinde davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, üçüncü kişinin borçlu şirket ortağı Metin Aksoy’un kardeşi olduğunu, muvazaalı devir işlemini kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Borçlu Metem İnş. Day. Tük. Gıda. Mad.ve Yak. San. Tic. Ltd. Şti vekili, hacze konu menkullerin müvekkiline ait olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece; eşya devir sözleşmesinin 07/03/2014, faturaların 10/03/2014, ödemenin yapıldığına dair banka dekontunun ise 10/03/2014 tarihli olduğu, üçüncü kişinin 06/03/2014 tarihinde faaliyete başladığı, borç ilişkisinde düzenlenen çekin ileri tarihli düzenlenebileceği hususu ile herkes tarafından her zaman düzenlenmesi mümkün kira sözleşmesi, fatura, eşya devir sözleşmesi ile mülkiyet karinesinin aksinin ispat edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu edilen 4.6.2014 tarihli haciz tutanağında, haciz yapılan yerin “… Asfaltı üzeri Aliağa” olarak belirtildiği, açık adres yazılmadığı, davacı üçüncü kişi vekili ise haczin “……….. no:16-18” de yapıldığını iddia etmektedir. Bu durumda, Mahkemece, davanın esasına yönelik bir karar verilmeden önce, dava konusu haczin tam olarak nerede yapıldığı, açık adresin net olarak belirlenmesi, haczin yapıldığı yerin borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edilen adres olup olmadığı gerektiğinde yerinde yapılacak inceleme ile hacze katılan icra memurunun tanıklığı ile belirlenerek, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tespiti ve sunulan delillerin de buna göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı üçüncü kişi hacze konu malları…den devraldığına ilişkin adi yazılı eşya devir sözleşmesi ile fatura ve ödeme dekontları sunmuş olup bilirkişi deliline dayandığı, yine davalı alacaklı vekilinin de devrin ve devir bedelinin ödenip ödenmediğinin kontrolü açısından bilirkişi deliline dayandığı, ayrıca davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem yapıldığı iddia edildiğine göre, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı üçüncü kişi ile borçlu .. nin tutması zorunlu ticari defterler getirtilerek, aralarında daha öncesinde ticari bir ilişki bulunup bulunmadığı, mahcuzların ticari defterlerde (açılış kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) kayıtlı olup olmadığı, ödemelerin yapılıp yapılmadığı,haczedilen mahcuzların davacının dayandığı faturalarda ve adi yazılı eşya devir sözleşmesinde belirtilen menkuller olup olmadığının, yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması,ayrıca borçlu şirket ve dava dışı ….nin ilk kuruluşlarından itibaren tüm ortakları ile hisse devirlerini ve faaliyet adreslerini gösterir ticaret sicil kayıt örnekleri getirtilerek, davacı üçüncü kişi ile borçlu şirket ortak ve yetkilileri arasında organik bağ olup olmadığı ve faaliyet alanlarının hacze konu mallarla ilgili olup olmadığının açıkça saptanması, bundan ayrı borçlu ve davacı üçüncü kişinin vergi kayıtları getirtilerek, haciz adresinde faaliyet gösterip göstermediklerinin belirlenmesi, bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.