Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/769 E. 2016/3531 K. 29.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/769
KARAR NO : 2016/3531
KARAR TARİHİ : 29.02.2016

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ve Eşya Alacağı

… ile … aralarındaki katkı payı alacağı ve eşya alacağı davasının kabulüne dair … 9. Aile Mahkemesi’nden verilen … gün ve … sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili, çalışarak elde ettiği birikimleri ile … ada … parsel … ve 27 nolu bağımsız bölüm, …’nda iki katlı ev ve … plakalı araç ile ev eşyalarının edinilmesine katkıda bulunduğu iddiası ile dava konusu mallar nedeniyle 30.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili … tarihli dilekçesi ile dava konusu …’ındaki iki katlı evden feragat etmiş; 03.02.2014 tarihli dilekçesi ile talep miktarını artırarak, toplam 52.489,60 TL talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu malların kişisel malı olduğu, davacının katkısı bulunmadığı iddiası ile açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının … ada … parsel 27 nolu bağımsız bölüme katkısını ispatlayamadığı, … plakalı araca % 42,42 oranında katkısı bulunduğundan 3.989,60 TL katkı payı alacağı olduğu, … ada … parsel … nolu bağımsız bölümün edinilmiş mal olduğu, bu taşınmaz nedeniyle 45.000 TL katılma alacağı olduğu, ev eşyalarının da birlikte çalışarak elde ettikleri kazançla alındığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, 48.989,60 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve ev eşyalarına müştereken malik olduklarının tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından dava konusu taşınmazlar yönünden temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı, katılma alacağı ve eşya alacağı isteğine ilişkindir.
1-Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki, bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

.//..
2- Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222).
4721 sayılı TMK’nun “kişisel malları” düzenleyen 220.maddesinin 2. bendine göre, bir eşin miras ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri kişisel mal kabul edilir. Aynı maddenin 4. bendine göre de, kişisel mallar yerine geçen değerlerde kişisel mal sayılır (ikame kuralı).
Bu kanuni düzenlemelere göre, karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen malın satışından elde edilen gelir ve bu gelir kullanılarak edinilen malvarlığı da kişisel mal sayılır. Karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen(miras yoluyla elde edilen) gelirin, aile birliğine ait başka malın edinilmesine katkı olarak kullanılmasında, katkı oranında kişisel mal kabul edilerek, mal rejiminin tasfiyesinde göz önünde bulundurulur.
Bu yönde iddianın bulunması durumunda yapılacak iş; öncelikle, iddia ve savunma çerçevesinde karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen dava dışı taşınmazın ve dava konusu taşınmazın devir tarihleriyle birlikte önceki malik veya maliklerini de gösterir tapu kayıtları, miras ilişkisinin kanıtlanması bakımından mirasçılık belgesi ya da nüfus kayıtları ile gerek görülmesi durumunda banka kayıtları bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilerek dosya arasına konulmalıdır.
Her iki taşınmazın el değiştirme tarihlerinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım-satım değerleri vs göz önünde bulundurularak, toplanan/toplanacak diğer tüm delillerle birlikte tartışılıp değerlendirilerek kurulacak hükme esas alınır.
Karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen taşınmazın satışından elde edilen gelirin dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığının anlaşılması durumunda, karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen taşınmazın satış, dava konusu taşınmazın ise alış tarihindeki değerleri ayrı ayrı belirlenerek, yapılan katkı oranı tespit edilmeye çalışılmalıdır. Bulunacak katkı oranı, dava konusu taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın tarih) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılarak kişisel maldan, tasfiyeye konu mala yapılan katkı nedeniyle, doğacak alacak miktarı hesaplanmalıdır.
Açıklamalar doğrultusunda, değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 19.11.1979 tarihinde evlenmiş, 14.06.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722
.//..

sayılı yasanın 10, TMK 202.m). Tasfiyeye konu … ada … parsel 6 nolu bağımsız bölüm eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 25.04.2005 tarihinde, … ada … parsel 27 nolu bağımsız bölüm eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 22.05.1987 tarihinde, … plakalı araç eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 15.05.2001 satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu … ada … parsel 6 nolu bağımsız bölümün 25.04.2005 tarihinde edinilmesinden önce davalının babasından 20.02.2002 tarihinde devraldığı … ada … parsel 6 nolu bağımsız bölümün satılıp burdan gelen bedel ile de dava konusu taşınmazın alındığının tapu kayıtları, iddia ve dosya kapsamı ile sabittir. Ne var ki, davalı tarafından da açıkça kabul edildiği üzere, davalının kardeşinin açtığı davadan vazgeçmesi karşılığında edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gereken 15.000,00 TL nin ödendiği de sabittir. O halde, mahkemece yapılacak iş, davalının babasından devralınan taşınmazın (… ada … parsel 6 nolu bağımsız bölüm) esas olarak davalının kişisel malı olduğu kabul edilip, bunun edinilmesine edinilmiş maldan yapılan 15.000,00 TL ile katkıda bulunulduğu kabul edilerek, bu taşınmazın (… ada … parsel 6 nolu bağımsız bölüm) 3. kişiye devir tarihi içindeki sürüm değeri içindeki 15.000,00 TL lik katkının oranı bulunduktan sonra, kalan kısmın kişisel mal olarak dava konusu … ada … parsel 6 nolu bağımsız bölümün alımında kullanıldığı kabul edilerek davalı lehine TMK 230. madddesi gereğince denkleştirme yapılması, dava konusu taşınmazın edinilmiş mal olarak kalan bölümünün oranının saptanması, bu oranın da davaya konu taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değerinin yarısının davacının artık değere katılma alacağı olacağı gözönüne alınmadan; … ada … parsel üzerindeki ana yapının 6 nolu bağımsız bölümü yönünden, hatalı hesaplama ile yazılı miktarda alacağa hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
Hakim, tarafların talep sonucuyla bağlı olup (HMK m. 26/1), hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HMK m. 297/2). Davacının … ada … parsel 27 nolu bağımsız bölüme yönelik talebi hakkında hükmün gerekçe bölümünde katkısını ispatlayamadığının belirtilmesine ve …’ndaki iki katlı eve yönelik talebinden ise 09.12.2012 tarihli dilekçesi ile feragat ettiği halde; bu alacak kalemleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir karar verilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 837,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan