Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/7589 E. 2019/11591 K. 19.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7589
KARAR NO : 2019/11591
KARAR TARİHİ : 19.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı … ve davalı Mersin … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, dava konusu 2465 ada 7 parselde kayıtlı 2.176,43 metrekare alanlı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, imar uygulaması sonucu diğer davalıların da hissedar olduklarını, hissedarlardan Zuhal’in Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2011/1049 Esas, sayılı ortaklığın giderilmesi davası açtığını ve 2013/464 Karar numarası ile ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiğini ve dosyanın 2014/34 satış numarasını aldığını, taşınmazda müvekkiline ait su kuyusu ve ağaçların bulunduğunu, satış memurluğunda bilirkişiler kanalı ile yapılan inceleme sonucunda su kuyusunun 25.000 TL meyve ağaçlarının ise 32.464,45 TL olarak tespit edildiğini, müvekkilinin yaşlı olması, bilgi ve tecrübesinin bulunmaması nedeni ile ağaç ve kuyunun kendisine ait olduğu hakkında izaleyi şuyu dava dosyasına beyanda bulunamadığını belirterek, dava konusu 2465 ada 7 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki 32.646,45 TL değerindeki meyve ağaçlarının ve 25.000 TL değerindeki tünelli su kuyusunun davacı …’a ait olduğunun tespitine, taşınmazın satışı halinde ağaç ve kuyu bedellerinin davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir .
Davalı …, davanın reddini savunmuş; diğer davalı … dava konusu muhdesatların davacı yanca yapıldığını belirterek, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir .
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, 2465 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki narenciye ağaçlarının ve tünelli su kuyusunun davacı … ‘a ait olduğunun tespitine, davacının muhdesat bedelleri ödenmesi talepleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davalı … ve davalı Mersin … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; muhdesatın tespiti, dava konusu taşınmaz satıldığı takdirde muhdesat bedellerinin tahsili istemine ilişkindir .
Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu 2465 ada 7 parselde kayıtlı, 2.176,43 metrekare alanlı, arsa nitelikli taşınmazda tarafların paydaş olduğu, hissedarlardan Zuhal’in Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2011/1049 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davası açtığı davanın kabulüne karar verildiği, kararın derecattan geçerek 12.09.2013 tarihinde kesinleştiği ve 2013/464 Karar numarası ile ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiği ve dosyanın 2014/34 satış numarasını aldığı sabittir.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir . Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir . Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad.114/1-h, 115)
Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının , kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
Somut olayda, taraflar arası görülen izaleyi şuyu davasının kesinleşmiş olduğu dikkate alındığında, tespit davası açılması için dava şartı niteliğinde bulunan derdest izaleyi şuyu davası bulunması durumu söz konusu olmadığından tespit talebinin güncel hukuki yarar bulunmaması sebebiyle reddi gerekirken talebin kabulü isabetsizdir .
Hal böyle olunca, yukarıda bahsi geçen kesinleşmiş izaleyi şuyu davası ve satış kararı dikkate alındığında dava dilekçesinde davalı tarafın tespit ön talebi yanında asıl olarak bedel isteğinde bulunduğu gözetilerek mahkemece eda talebi içeren muhdesat bedeliyle ilgili karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle muhdesatın tespiti yönünde karar verilmesi doğru değildir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlerden Yenişehir Belediye Başkanlığına iadesine, 19.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.