Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/7379 E. 2019/4254 K. 17.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7379
KARAR NO : 2019/4254
KARAR TARİHİ : 17.04.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI(3.Kişi) : Şan-Tek Elektronik İnşaat Tekstil Otomotiv Gıda Medikal Matbaa Ve Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti.
DAVALI(Alacaklı) : …
(Borçlu) : …
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı üçüncü kişi San-Tek. Elekt. İnş. Teks. Otom. Gıda. …Tic. Ltd. Şti. vekili, üçüncü kişi şirketin icra dosyasında borçlu şirket olarak yer almadığını, ancak alacaklının üçüncü kişi şirketi borçlu şirket olarak göstererek 30/03/2015 tarihinde müvekkili şirketin adresinde haciz yapıldığını, haczedilen taşınırların müvekkili şirkete ait olduğunu, İİK’nin 97/a maddesinde ön görülen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğunu, alacaklının 30.3.2015 tarihli “Borçlu Santek…Tic. San. Ltd. Şti’nin menkulleri ve üçüncü kişiler üzerindeki hak ve alacaklarının haciz ve muhafazasını dilerim.” şeklindeki talebinin kabulüne ilişkin İcra Müdürlüğü karar ve işleminin usulsüz olduğunu belirterek, 30.3.2015 tarihli işlemin iptali ile istihkak iddiasının kabulüne, 30/03/2015 tarihinde haczedilen keski makinesi üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu şirketin işçi alacaklarını ödemekten kaçınmak amacıyla kendisine ait tüm makineleri davacı üçüncü kişi şirkete muvazaalı olarak devrettiğini, haczedilen mahcuzların borçlu şirkete ait olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; 30/03/2015 tarihli memur işleminin iptaline karar verilmesi talep edilmiş ise de, alacaklı vekilinin talebi ile İcra Müdürlüğünce hacze gidilmesinde usulsüzlük olmadığı; borçlu şirkete ait tüm makinelerin ve işyerinin davacı üçüncü kişi şirkete devredildiği, davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında örtülü işyeri devri olup, TBK’nin 202. maddesi gereğince üçüncü kişinin borçtan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu dosya içinde yer alan Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2015/ 15433 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu Denge Matbaacılık…Ltd.Şti hakkında ilamlı icra takibi yapıldığı, anılan takip dosyasında, 17.5.2013 tarihli haciz de davacı üçüncü kişi San Tek Elekt. İnş. Teks. Otom. Gıda. …Tic. Ltd. Şti.nin istihkak iddiasında bulunduğu, bununla ilgili olarak açılan davada Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/711 Esas, 2015/ 126 Karar sayılı kararı ile istihkak iddiasının reddine karar verilmiştir. Davalı alacaklı vekili 30.3.2015 tarihli dilekçesi ile, borçlu …Otom. Gıda. …Tic. Ltd. Şti’nin menkulleri ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine haciz konulmasını talep etmiş, İcra Müdürlüğü tarafından aynı gün talebin kabulü ile dava konusu 30.3.2015 tarihli haciz yapılmış, haciz tutanağında borçlu olarak San. Tek. Elekt. İnş. Teks. Otom. Gıda. …Tic. Ltd. Şti gösterilmiştir.
Ne var ki; davacı üçüncü kişi …Otom. Gıda. …Tic. Ltd. Şti, dayanak ilamda borçlu olmamasına, hakkında yapılmış bir takip olmamasına, haciz tutanağında borçlu olarak gösterilmesinin dayanağı bulunmamasına rağmen, davacı üçüncü kişinin borçlu olarak gösterilerek, alacaklı vekilinin 30.03.2015 tarihli “Borçlu Şantek Tic. San. Ltd. Şti’nin menkulleri ve 3. kişiler üzerindeki hak ve alacaklarının haczi ve muhafazasını dilerim.” şeklinde ki talebinin kabulü ile davacı üçüncü hakkında borçlu sıfatı ile haciz yapılması doğru olmadığından şikayetin kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır.
İstihkak davalarında geçerli bir icra takibinin bulunması dava şartıdır ve mahkeme hâkimi tarafından duruşmanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
Davacı üçüncü kişi hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre …Otom. Gıda. …Tic. Ltd. Şti. hakkında geçerli bir haczin varlığından bahsedilemez. Buna göre, davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekirken davanın esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda nedenlerle, davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.4.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.