Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/5907 E. 2018/19940 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5907
KARAR NO : 2018/19940
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı 3. kişi vekili, 03/12/2013 tarihinde haczedilen makinelerin müvekkiline ait olduğunu, borçlunun davacı 3. kişiye yaklaşık 500.000,00 TL tutarında borcu bulunduğunu, 3. kişinin borçludan ödeme yapmasını istemesi üzerine dava konusu hazedilen 5 adet makinanın ekipmanlarını 2013 yılı Kasım ayının sonunda müvekkil firmaya teslim etmek üzere taahhütte bulunduğunu, ancak diğer davalı tarafından anlaşmalı olarak müvekkilini zarara uğratmak için haciz işlemi yapıldığını beyanla istihkak iddialarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili; haciz işleminin borçlu huzurunda yapıldığını, borçlunun hacze herhangi bir itirazda bulunmadığını, haczedilen makinaların borçluya ait olduğunu, haczedilen 5 adet makinanın 2 tanesinin haciz tarihinden bir gün önce 20/11/2013 tarihinde, davacı tarafından satın alındığını, diğer 3 makinanın ise hacizden 15 gün önce 04/11/2013 tarihinde satın alındığını ve borçluya kiralandığını, istihkak iddiasının muvazaalı olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacı 3.kişi vekili, 03/12/2013 tarihinde, “…….. 1 Nolu Sok No. 21” adresinde haczedilen menkullerin mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğu iddiasında bulunmuş ve iddianın ispatına dair bir kısım fatura ve defter kayıtları ibraz edilmiş ise de, sunulan fatura ve kayıtların borcun doğumundan sonraya ve haciz tarihinden kısa bir süre öncesine ait olduğu, 2 adet makinanın borçlu şirketten satın alındığı ve satışa müteakiben aynı tarihte borçlu firmaya kiraya verildiği, …….. borçluya ait işyerinde borçlu şirket yetkilisi huzurunda gerçekleştiği hususu ve dosyaya celp edilen kayıtlar da dikkate alındığında, davacı tarafından sunulan fatura ve kayıtların sonradan temini mümkün olan belgelerden olması hususu da dikkate alınarak, dava konusu menkullerin mülkiyetinin borçlu şirkete ait olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava İİK 96. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasına ilişkindir.
1. Mahkemece ödeme emri tebliğ edilen adreste haczedilen mallara ilişkin olarak davacı tarafından sunulan faturaların tarafların defterlerine kayıtlı olup olmadığına yönelik olarak alınan bilirkişi raporunda; faturaların defterlerde kayıtlı olduğu tespit edilmiş, ancak faturaların borcun doğumundan sonra düzenlenmiş olması, …….. borçlu huzurunda yapılmış olması dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de; mahcuzlar borçlunun adresinde haczedildiğinden mülkiyet karinesi borçlu lehinedir. Mahkemece; ispat yükü üzerinde olan davacı 3. kişinin dava dilekçesinde belirttiği gibi borçlunun 3. kişiye 500.000,00 TL borcunun bulunup bulunmadığına ilişkin ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak, mahcuzların 3. kişiye borç karşılığı verilip verilmediği araştırılmaksızın eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
2. Kabule göre de davanın reddine karar verildiğinden dava değeri üzerinden maktu temyiz harcı alınması gerekirken nispi temyiz harcı alınması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3. kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366. ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.