Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/5378 E. 2019/271 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5378
KARAR NO : 2019/271
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

.K.. A R A R

Davacı 3. kişi vekili, 27/04/2015 tarihinde Yağcıoğlu yediemin deposunda borçlu tarafın yokluğunda iştirak haczi yapıldığını, haczedilen 90 adet halının borçluya ait olmadığını, davacı 3. kişi tarafından önceden satın alınan ve faturaları mevcut mallar olduğunu belirterek istihkak iddialarının kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın süresinde açılmadığını, haciz yapılan adresin borçlunun beyan ettiği adres olduğunu, dava dışı borçlu Kamil Darbaz’ın davacı 3. kişi şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, delil olarak sunulan faturaların istihkak iddiasının ispatı için yeterli olmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı 3. kişi tarafından ibraz edilen hacze konu halılara ait olduğu iddia edilen faturaların mülkiyete karine sayılmadığı, davacının istihkak iddiasına delil teşkil edebilecek başkaca delilin dosya kapsamında bulunmadığı görülmekle, takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmediğinden tazminata hükmedilmeksizin davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Somut olayda, dava konusu haciz 27.04.2015 tarihinde yediemin deposunda yapılmış olup, haciz sırasında borçlu ve 3. kişi hazır değildir. İİK’nin 103. maddesi uyarınca haciz işlemi borçluya 05.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafından 07.05.2015 tarihinde 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunulmuştur. İİK’nin 96-97. maddeleri uyarınca istihkak prosedürü işletilmiş ve İcra Mahkemesince verilen takibe devam kararı 3. kişiye 20.06.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen. 3. kişinin 7 günlük hakdüşürücü süre dolduktan sonra 29.06.2015 tarihinde istihkak davası açtığı anlaşılmakla, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenip sonuca gidilmesi isabetsiz ise de, davanın reddedilmiş olması nedeniyle karar sonuç itibariyle doğrudur.
Süre, istihkak davaları yönünden bir dava koşuludur. Bu nedenle HMK’nin 115/2. maddesi gereği dava koşulunun bulunmaması nedeniyle dava usulden reddi gerektiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince, kendisini vekille temsil ettiren davalı alacaklı yararına, maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken, nispi vekalet ücreti takdiri usul ve yasaya aykırı olmakla beraber bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, Yerel Mahkeme hüküm fıkrasındaki “… 3.240,00-TL vekalet ücretinin … ” ibaresinin çıkartılarak yerine “…500,00 TL maktu vekalet ücretinin…” ibaresinin yazılmasına, hükmün ve gerekçesinin 1086 sayılı HUMK’un 438/son maddesi uyarınca düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,14/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.