Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/4521 E. 2017/10398 K. 11.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4521
KARAR NO : 2017/10398
KARAR TARİHİ : 11.09.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz’in 07.12.2015 gün ve 2015/9551 Esas, 2015/21953 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacılar … ve … vekili dava dilekçesinde; 6 ada 12, 314, 293, 158, 162 ve 471 ada 1 parsellerin ortak murislerden …. adına ve yeni parsel numarası 562 ve 250 olan taşınmazların ortak murislerden… adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, miras bırakanlar ile davacı ve davalılar arasında noterde ayrı ayrı düzenlenen 02.02.1957 tarih, 956 ve 957 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmeleri uyarınca, “davalılar …, …, … ve …’nun 5.000.000 TL, 250 parsel ve 103 ada 1 parsel karşılığında ortak murislere ait tapulu ve tapusuz bütün taşınmazlardaki haklarından davacılar lehine feragat ettiklerini” açıklayarak, taşınmazların tapusunun iptali ile 6 ada 12 parselin davacılar adına 1/2’şer pay ile, 314 parselin davacılardan … ve 293, 158, 162 parsellerin davacılardan … adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, feragat sözleşmesinde; yer alan murislerden Zeliha’nın okuma yazma bilmediğini, yapılan sözleşmenin şekil şartı yoksunluğu nedeniyle geçersiz olduğunu, murislerin ehliyetsiz olduklarını, sözleşmeler ile davalıların saklı paylarının zedelendiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, murise ait olmayan taşınmazın sözleşme kapsamına alındığını ve eski 250 parselin kısmen kamulaştırılmasından elde edilen paranın bir kısmının davacılar tarafından alındığını, davanın reddine karar verilmezse tenkis hesabı yapılmasını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, bozmadan önce, murislerin katılımı ile düzenlenen mirastan feragat sözleşmesinin mirasçılardan Zeliha’nın okuma yazma bilmemesi nedeniyle şekil şartı yoksunluğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Daire’nin 12/09/2013 tarihli ve 2013/10751 E. 2013/11676 K. sayılı ilamı ile; davada dayanılan hukuki sebebin mirastan feragat olmayıp, miras taksimine ilişkin olduğu, mahkemece TMK’nun 676 ve devamı maddeleri göz önünde tutulup toplanan deliller ışığında bir değerlendirme yapılarak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekirken hukuki yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hüküm bozulmuştur. Mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, 45.284,28 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiline, yine 54.965,07 TL harcın ve toplam 2.304,90 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hükmün davalılar vekili tarafından esasa ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine ilişkin temyiz edilmesi üzerine, Daire’nin 07/12/2015 tarihli ve 2015/9551 E.2015/21953 K. sayılı ilamı ile Onanmasına karar verilmiş, davalılar vekili esasa ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine yönelik karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre , davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK’nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan sair karar düzeltme istekleri yerinde görülmemiştir.
2- Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nun 326/1.maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Bununla birlikte, davanın konusu (müddeabih) harcı yatırılan değerdir. Somut olaya gelince; davacı vekili 3.3.2010 hakim havale tarihli dava dilekçesi ile davanın harca esas değerini 10.000 TL olarak göstermiş, bilirkişi raporunda ise taşınmazların toplam değeri 807.107,00 TL olarak belirlenmiştir. Ancak davacı tarafından bahsi geçen bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden dava harcının tamamlanmadığı anlaşıldığına göre, davacı lehine harcını yatırdığı dava değeri üzerinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Yine; dava konusu olan ve Mahkemece kabulüne karar verilen taşınmazlar, taraflar adına elbirliği mülkiyet şeklinde kayıtlıdır. Davanın değeri ise taşınmazların davalıların payına isabet eden değeridir. Buna göre; yargılama sonucunda kabulüne karar verilen taşınmazlar yönünden davalı aleyhine hükmedilecek harç ve vekalet ücretinden davalıların tapu payı gözetilerek sorumlu tutulması gereklidir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 07/12/2015 tarih 2015/9551 Esas, 2017/21953 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün bu yönden BOZULMASINA; davalılar vekilinin sair karar düzeltme isteğinin (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

GK.