Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/4210 E. 2018/20314 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4210
KARAR NO : 2018/20314
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3.kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, 04.11.2013 tarihinde borçlunun imalat atölyesi adresinde yapılan hacizde davalı 3. kişi şirket yetkilisinin istihkak iddiasında bulunarak vergi levhası sunduğunu, bunun dışında herhangi bir belge sunmadığını, borçlu şirket ile 3. kişi şirket arasında …….. bağ olduğunu, aynı konularda faaliyet gösterdiklerini, her iki şirket çalışanlarının aynı olup aralarında akrabalık bağı bulunduğunu belirterek 3. kişinin istihkak iddiasının reddini talep etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili, borçlu şirket ile bir ilgileri olmadığı halde adreslerinde haciz yapıldığını, borçlu şirket yetkilisi …….. Gülbaş’ın 3. kişi şirket yetkilisi …’ın……..i olduğunu, akraba olmalarının şirketler arasında …….. bağ bulunduğunun ispatına yeterli olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, şirket ortağı ve yetkilileri arasında akrabalık bağı bulunduğu, bilirkişi raporu da gözetildiğinde haczedilen bantlama makinasının takip borçlusuna ait olduğu gerekçesi ile 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmiş, karar 3. kişi şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacakının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Haciz sırasında borçlu şirket yetkilisi veya ortağı hazır olmadığı gibi, borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığına göre, mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup, davanın İİK’nin 99. maddesi gereğince alacaklı tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, 3. kişi şirketin borcun doğumundan çok önce 03.09.1998 tarihinde kurulduğu, şirketin kurucu ortaklarının … ve …….. Gülbaş olduğu, 2007 tarihinde …’ın hissesini …….. Gülbaş’a sattığı, 2009 tarihinde …….. Gülbaş’ın tüm hissesini, …….. Gülbaş’ın ise 299 hissesini …’a, 1 hissesini ise …….. Çaylak’a devrettiği, şirket ortaklarının 599 hisse ile … ve 1 hisse ile …….. Çaylak olduğu, borçlu şirketin ise 2009 yılında …….. Gülbaş, …….. Küçük tarafından kurulduğu, 2010 tarihinde Seydo Çizik’in hisselerini …….. Gülbaş’a devrettiği, 2013 tarihindeki hisse devri ile …….. Gülbaş’ın 500 hissesinin tamamını …….. Çaylak’a devrettiği, şirketin 500 hisse …….. Çaylak, 100 hisse …….. Küçük adına olduğu görülmüştür. Ayrıca borçlu şirket ile 3. kişi şirketin aynı adreslerde faaliyet göstermedikleri de ticaret …….. gazetesinden anlaşılmaktadır. Şirketlerin kuruluş tarihleri, hisse devirleri ve pay oranları göz önüne alındığında hissedarların aynı soyadını taşımaları …….. bağın varlığını göstermeyeceği gibi, aynı alanda faaliyet gösteren şirketlerde bazı işçilerin değişik tarihlerde çalışmalarının veya hisselerini tamamen devrederek 3. kişi şirket ile bağını koparmış eski ortakların, borçlu şirkette sigortalı olarak çalışmaları şirketler arasında …….. bağın olduğunu göstermeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3. kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.