Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/4206 E. 2018/19186 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4206
KARAR NO : 2018/19186
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :…. Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı ve davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili; davalı borçlu aleyhine yapılan takipte …. Müdürlüğü tarafından kendilerine istihkak davası açmak üzere süre verildiğini, işyerinin borçlu şirket tarafından üçüncü kişi şirkete devredildiğini, işyerini devralan şirketin borçlu şirketin borçlarından iki yıl boyunca birlikte sorumlu olduğunu belirterek istihkak iddiasının reddine ve devre konu diğer menkul, gayrimenkul ve araçlar yönünden de haczin mümkün olduğunun tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı 3. kişi; iş yeri devrinin genel mahkemede açılacak dava ile kanıtlanması gerektiğini, …. mahkemesinin bu hususta yetkisiz olduğunu, haczedilen malların borçludan satın alındığını, bu nedenle müvekkili olan şirkete husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişi şirketin 15/09/2014 tarihinde haciz yapılan işyerini borçlu şirketten devraldığının sabit olduğu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 202. maddesi gereğince bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralanının 2 yıl süre ile borçlardan müteselsil sorumlu olduğu, ayrıca takibe konulan alacağın ilama dayalı işçilik alacağı olduğu ve Borçlar Kanunu’nun 428/son maddesi gereğince işyeri devrinden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan da işyerini devralan üçüncü kişi şirketin müteselsil sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın, “üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi” talebi yönünden kabulüne, devre konu diğer menkul-gayrimenkul ve araçların haczinin mümkün olduğuna ve dosya borcundan her iki davalının birlikte sorumlu olduğunun tespiti taleplerinin de, bu taleplerin istihkak davasında incelenemeyeceği, istihkak davasının konusunun sadece mahcuzlarla sınırlı olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş,karar davacı alacaklı ve 3. kişi tarafından temyiz edilmiştir.
1.Davalı 3. kişinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dava, alacaklının İİK’nin 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi ve devre konu menkul ve gayrımenkuller ve araçların haczedilebilirliğine karar verilmesi talebine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, davaya konu haciz işlemi sırasında davacı 3. kişi, borçlu şirketten bayiliği devraldığını ifade etmiş olup, dosya içinde dava dışı …….la davalı 3. kişi arasında yapılan haciz adresine ilişkin bayilik sözleşmesi bulunmaktadır.
Bu durumda, devredilen işletmede haciz yapılabilmesi, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlıdır. Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabilir.
Ayrıca, İİK’nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi işletmenin devrini sakatlamaz. Anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı vardır. (İİK 337/a md) Aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yol, muvazaanın iddia ve ispat edilmesidir.
Bu bilgilere göre, temyize konu olayda davacı 3. kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu, davalı alacaklı tarafından iddia edilmemiş sadece işyeri devri nedeniyle 3. kişinin borçtan sorumlu olacağı iddia edilmiştir. Dosya kapsamında da muvazaa olgusunu destekleyen herhangi bir delil dosyaya sunulmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kısmen kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3.Bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı 3. kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, (1) nolu bentte yazılı olduğu üzere 3. kişinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle alacaklı vekilinin temyiz itirazının reddine, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere adesine, 26.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.