Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/4099 E. 2019/9459 K. 23.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4099
KARAR NO : 2019/9459
KARAR TARİHİ : 23.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar …, …, … ve … vekili, 506 ada 8 parsel üzerindeki binada bulunan ve tapuda kayıtlı olmayan 3.kattaki daire ile teras kattaki dairenin davacıların murisi … Çiriş tarafından yaptırıldığını, belediyece taşınmazın tamamı hakkında kamulaştırma kararı alınarak acele elkoyma kararı alınmak üzere mahkemeye müracaat edilince 1 nolu bağımsız bölümün maliki olan davalının tapusuz olan bu iki dairenin kamulaştırma bedelleri üzerinde ödeme talebinde bulunduğunu açıklayarak, 3.kattaki daire ile teras kattaki dairenin mülkiyetlerinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 506 ada 8 parsel üzerinde inşa edilen binanın tapuda kayıtlı olmayan 3.katta bulunan normal dairenin ve teras katta bulunan normal daire mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 Sayılı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin veya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dosya içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, dava konusu binada bulunan ve tapuda kayıtlı olmayan 3.kattaki daire ile teras kattaki dairenin davacıların murisi … Çiriş tarafından yaptırıldığı sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatların davacılara aidiyetlerinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatların mülkiyetinin aidiyetine karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 1.bendindeki “… daire mülkiyetinin” kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “dairenin” kelimesinin yazılmasına; hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.