Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/4079 E. 2019/55 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4079
KARAR NO : 2019/55
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste 29/12/2014 tarihinde haciz yapıldığını, davalı borçlu ve 3. şahsın tek çatı altında yönetildiğini, şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, hileli işlemlerle mal kaçırma, alacaklılarını zarara uğratma amacıyla borçlunun tüm ticari faaliyetlerini 3. kişi üzerinden gerçekleştirdiğini belirterek istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili ödeme emrinin müvekkil şirketin yetkilisi tarafından sehven alındığını, müvekkiline 1. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, itiraz neticesinde 2. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 1. haciz ihbarnamesine itirazın kaldırılması için dava açması gerektiğini, ancak yine müvekkilinin adresinde haciz yapıldığını işlemlerin haksız ve kötü niyetli olduğunu davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; borçlu şirketin kurucu ortaklarından … ….’nın aynı zamanda davalı 3. kişi şirketin de ortakları olduğu, bu şahısların hisselerini Aralık 2012 de davalı 3. kişi şirket yetkilisi ve tek ortağı olan…’a devrettikleri, borçlu şirketteki hisselerinin halen devam ettiği, esasen her iki şirket arasında ortakları ve yetkili temsilcileri bakımından organik bağ bulunduğu, haciz yapılan adresteki tıp merkezinin daha önce borçlu şirket tarafından işletildiği, işletme devri niteliğinde yapılan bu işlemlerin takibe konu borcun doğum tarihinden sonra yapıldığı, yaptırılan kolluk araştırmasında halen tasfiye olan borçlu şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinde ticari faaliyet göstermediği, ….” olarak gösterilen adresin sadece kağıt üzerinde bir adres olduğu, her iki şirketin çalışanlarının büyük bir kısmının aynı kişilerden oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Mahkemece karar verildikten sonra 01.06.2016 tarihinde, icra dosyasının infazen işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davaya konu menkuller üzerindeki haciz de kalkacağından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden de 6100 sayılı HMK’nin 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; istihkak davaları İİK’nin 97 maddesi gereği genel hükümlere göre görülür ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabidir.
Hal böyle olunca, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü anılan Kanun’un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra, yargılamaya devam olunması, yargılama tamamlanıp davanın kabulüne karar verildiğinde ise davada haksız çıkan taraftan eksik kalan karar ve ilam harcının alınması gerekir. Somut olayda ise takibe konu alacak miktarı 25.325,93 TL iken mahcuzların değeri 33.200,00 TL olarak belirlenmiştir. Dava her ne kadar fazla olan mahcuz değeri üzerinden açılmış ise de, Mahkemece alacak miktarı üzerinden dava değeri belirlenerek harç ikmali yoluna gidilmesi gerekirken fazla harç alınarak davanın sonuçlandırılmış olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.