Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/3911 E. 2019/468 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3911
KARAR NO : 2019/468
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3. kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

.K.. A R A R

Davacı 3. kişi vekili, 24.09.2013 tarihli haciz esnasında mülkiyeti müvekkiline ait menkullerin haczedildiğini, haciz yapılan fabrika binasının 15.05.2013 tarihinde dava dışı… Tekstil.. Ltd. Şti.den satın alındığını, borçlu şirketin ise fabrikanın satın alınma tarihinden önce haciz adresinden taşındığını, borçlu şirket ile 3. kişi şirketin aynı adreste birlikte faaliyet göstermediklerini ileri sürerek, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu haczin borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresinde gerçekleştirildiğini, haciz esnasında borçlu şirkete ait belgelerin bulunduğunu, 3. kişi şirketin haciz adresinde borcun doğum tarihinden sonra borçlu şirket ile aynı alanda faaliyete başladığını, 3. kişi şirketin fabrikayı satın aldığı… Tekstil… Ltd. Şti. ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğunu, 3. kişi şirket, borçlu şirket ve dava dışı… Tekstil .. Ltd. Şti.nin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı işlemler yaptıklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı borçlu şirket, usulüne uygun tebligata rağmen davaya karşı cevaplarını bildirmediği gibi, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece, haczin borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresinde gerçekleştirildiği, haciz esnasında borçlu şirkete ait evrak bulunduğu, 3. kişi şirket ile borçlu şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, haciz yapılan fabrika binasını 3. kişi şirkete satan… Tekstil … Ltd. Şti. ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğu,… Tekstil Ltd. Şti.nin ticari işletmesini 3. kişi şirkete devrettiği, devir alanın devredenin borçlarından sorumlu olduğu, 3. kişi şirketin dayanağı fatura tarihlerinin borcun doğum tarihinden sonrasına ilişkin olduğu, yine davacı tanıklarının beyanlarının diğer delillerle teyit edilmemesi nedeniyle tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı 3. kişi vekili esas bakımından, davalı alacaklı vekili ise vekalet ücreti bakımından temyiz etmiştir.
Dava, 3. kişinin İİK’nin 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu haczin, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, yine haciz esnasında borçlu şirkete ait belge bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı 3. kişi, haciz yapılan fabrika binasını dava dışı… Tekstil… Ltd. Şti. den satın aldıklarını, bedelin banka kanalı ile bu şirkete ödendiğini, satın alma tarihinden sonra şirket merkezinin haciz adresine taşınmasına karar verildiğini, Belediye Başkanlığı nezdinde mükellef sicil bilgileri değişikliği yapıldığını, fabrikanın sigorta ettirildiğini, doğalgaz abonelik kullanım sözleşmesi tanzim edildiğini, Yüksek Gerilim Tesisleri İşletme Sorumluluğu Tescil Belgesi alınarak haciz adresine trafo bağlantısı yapıldığını, kapasite raporu tanzim ettirildiğini ve Sanayi Sicil Belgesi alındığını iddia etmiş olup, buna ilişkin tapu kaydı, banka dekontu, fatura, ticaret sicil kayıtları, sigorta poliçesi, abonelik sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, kapasite raporu ve Sanayi Sicil Belgesi sunmuştur. Tüm bunların yanı sıra 3. kişi şirketin borcun doğum tarihinden önce kurulduğu, borçlu şirket ile organik bağının olmadığı, davacı tanıklarının satın alma tarihinde ve sonrasında borçlu şirketin haciz yapılan fabrika binasında faaliyette bulunmadığını beyan ettikleri, tanık beyanları ile uyumlu şekilde 19.06.2013 tarihli vergi yoklama fişinde 3. kişi şirketin 13.06.2013 tarihinden bu yana haciz adresinde faaliyete başladığı, yoklama sırasında işyerinde makine kurulum çalışmalarının yapıldığı, büro kısmında alım satım işlerinin yapıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı alacaklı vekili, fabrika binasının satışının muvazaalı olduğunu iddia etmiştir. Davalı alacaklının sunduğu deliller ile, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere borçlu şirket ile dava dışı… Tekstil… Ltd. Şti. arasında organik bağ olduğu kabul edilse dahi, davalı alacaklı vekili tarafından, davacı 3. kişi ile borçlu şirket veya dava dışı… Tekstil… Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunduğuna dair herhangi bir bilgi veya belge dosyaya sunulmamış olup, davacı 3. kişi, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olan karinenin aksini yeterli ve güçlü delillerle ispat etmiştir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2. Bozma neden ve şekline göre davalı alacaklı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bennte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 16.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi