Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/3748 E. 2019/11645 K. 23.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3748
KARAR NO : 2019/11645
KARAR TARİHİ : 23.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili, vekil edenlerinden …’ün kök muris … oğlu …’ün gelini, diğerlerinin ise muris … ile eşi …’ün müşterek çocukları olup kök muris …’ün torunları olduğunu, …’ün kardeşi olan …’ün, Kök muris …’e ait olan 696 ada 6,7,9,12,57 ve 58 parsel sayılı taşınmazlardaki miras paylarının tamamını, davacıların murisi olan …’ün sağlığında noterde resen düzenlenen miras temlik senedi ile bedel karşılığında ve bedelinin tamamını alarak …’e temlik edip zilyetliğini de fiilen devrettiğini, öte yandan kök muris …’ün vefatında sağ olan eşi …’ün anılan taşınmazlarda eşinden kendisine intikal eden miras paylarını noterde resen düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesi karşılığında müvekkillerinin murisi olan oğlu …’e devir ve temlik ettiğini, kök muris …’ün vefatından sonra taşınmazların 20.06.2012 tarihine kadar kök muris adına kayıtlı bulunduğunu, sonrasında miras paylaşım meselesi çözümlenemediğinden anılan temlik senedinin gereğinin yerine getirilemediğini ve temlik senedinin gereğini yerine getirmek ve paylaşmak için 20.06.2012 tarihinde tapuda taşınmazlar üzerinde sağlar arası iştirak halinde mülkiyete geçildiğini, ancak …’ün ölmesi üzerine, onun mirasçıları olan …, …, … (…)’ün tapuda 20.06.2012 tarihinde iştirak halinde mülkiyete geçilmesinden sadece yedi gün sonra, miras payının devri sözleşmesini ve ölünceye kadar bakma sözleşmesini etkisiz kılmak, bu sözleşmeler gereğince vekil edenlerinin murisi …’e, onun vefatı nedeniyle de müvekkillerine intikal edecek miras miras paylarının intikaline engel olmak gayesiyle murisleri … ve …’den de kendilerine intikal eden miras hisselerini de içeren miras paylarını tapudan muvazaalı biçimde paydaş …’e satış suretiyle devir ve temlik ettiklerini, …’in de gerçek durumu bilerek satışa alıcı olarak taraf olduğunu açıklayarak 696 ada 6,7,9,12,57 ve 58 parsel numaralı taşınmazlarda … ve … Temlikine konu olan payların …’e devredilen kısmının tapu kaydının iptalini ve veraset ilamındaki payları oranında davacıların adına tapuya kayıt ve tescilini, … temlikine konu taşınmazlardan … mirasçıları tarafından satışa konu edilenlerin dışında …’ün diğer mirasçılarının paylarının müvekkillerinin adına veraset ilamındaki payları oranında davalıların ferağa icbarına, şayet satışa konu taşınmaz paylarının vekil edenleri adına tapuya tescilinin mümkün olmaması halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak vekil edenlerine verilmesini talep etmiştir.
Davaya cevap veren davalılardan …, …, ölü … mirasçıları …, …, …, …, … ve …, davalılardan …, … ise özetle, davanın haksız olup taraflar arasında imzalanan 05.03.2011 tarihli Protokol ve 12.06.2012 tarihli … ile Taksim Listesi ile tarafların murisleri olan … ve …’den intikal eden miras paylarını paylaşmış olup tapudaki işlemlerin de bu paylaşıma göre olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, miras payının devri sözleşmesi ve ölünceye kadar bakma akdi karşılığında miras payının devrinden kaynaklı tapu iptali ve tescil davasıdır.
Bilindiği üzere, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK mad. 677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlarda payın temlikinin resmi şekilde tapu memuru önünde yapılması gereklidir (TMK mad.706, 6098 sayılı TBK mad. 237).
Hemen belirtilmelidir ki, TMK’nin 676. maddesi hükmüne göre de; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin taksim sözleşmesinde, paylı mülkiyete geçilmekle taşınmazlar mirasbırakanların terekesinden çıktığından ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmadığından, payın temliki resmi şekilde yapılması (TMK mad.706, 6098S. TBK mad. 237) gerekeceğinden, tüm mirasçıların katılımıyla da yapılsa bu sözleşmeye değer verilemez.
1. Davacılar murislerinden intikal eden 696 ada 6,7,9,12,57 ve 58 parsel sayılı taşınmazlardaki miras paylarının, miras payının devri sözleşmesinden ve ölünceye kadar bakma akdinin karşılığı olarak tapu iptali ve tescil davası açtığına göre muris … mirasçılarından olan …’ün davada taraf olarak yer alması gerektiği halde taraf olarak yer almadığı anlaşılmaktadır. Mirasçı …’ün de davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği halde taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
2. Kabule göre de, az yukarıda TMK’nin 676. maddesine ilişkin açıklamadan hareketle, davalıların savunma olarak getirdikleri 05.03.2011 tarihli protokolda tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış bir taksim sözkonusu olmadığına göre geçerli bir miras taksim sözleşmesinin varlığını kabul mümkün değildir. Mahkemece işin esası incelenmesi gerekirken protokol ile önceki miras payının devri sözleşmesinden dönülmüş olduğundan bahisle red kararı verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.