YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3195
KARAR NO : 2018/19357
KARAR TARİHİ : 28.11.2018
MAHKEMESİ :…… Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı 3. kişi vekili; 13.08.2014 tarihli hacze konu malların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu öne sürerek istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, borçlu ve davacı şirketlerin kurucu ve ortaklarının aynı kişilerden oluştuğu, davacı ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğu, sonradan ortaklık yapıları değiştirilmek suretiyle alacaklılara karşı muvazaa içinde oldukları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
İİK’nin 88/1. maddesinde: “Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeleri ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve diğer kıymetli şeyleri …… dairesi muhafaza eder…” düzenlemesi yer almaktadır.
Taşınırlarda haczin geçerli olabilmesi için haczi yapan memurun haciz iradesinin belirli bir şekilde haricileşmiş olması yeterli olup, yasada açıklanan ayrıcalıklı durumlar dışında fiili el koyma ve muhafaza tedbiri gerekli değildir. İİK’nin 88/1. maddesinde bu genel kural ile ilgili istisnai haller sayılmıştır. Buna göre madde metninde geçen taşınır eşyalar söz konusu olduğunda haciz merasiminin tamamlanabilmesi için, haczedilen eşyaların fiilen el konularak …… dairesinde muhafaza edilmesi gerekir.
Somut olayda, 13.8.2014 tarihli hacizde 14 ayar kolye, bilezik vd haczedilmiştir. Hacze konu altınlar yediemin olarak üçüncü kişiye teslim edilmiş, fiilen el koyma ve …… dairesinde muhafaza edilme koşulları gerçekleşmemiştir.
Bu durumda Mahkemece, geçerli bir haciz bulunmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğrudur. Ayrıca, davalı yararına da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekir.
Açıklanan bu hususlar yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nin ek geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4. bendindeki “ 3.312 TL….” ibaresi çıkarılarak yerine “500,00 TL maktu ….” ibaresinin yazılmasına, gerekçesinin ise yukarıda gösterilen sebeple düzeltilmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.