Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/2974 E. 2019/6172 K. 19.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2974
KARAR NO : 2019/6172
KARAR TARİHİ : 19.06.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Kal

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin Hazine adına kayıtlı 4242 parsel sayılı taşınmazı 20 yıldan bu yana zilyetliğinde bulundurduğu halde, davalının zeytin fidanı dikmek suretiyle taşınmaza müdahale ettiğini ileri sürerek müdahalenin men’i ile zeytin ağaçlarının kal’ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/03/2015 tarihli ve 2010/482 Esas, 2015/22 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğu ve zilyetliğin korunmasına ilişkin davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında bulunduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilerek temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, süresinde kendisine gönderilen Sulh Hukuk Mahkemesince, çekişmeli taşınmazın davacının fiili zilyetliğinde iken davalı tarafından ağaç dikmek suretiyle müdahalede bulunulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının 4242 parsel sayılı taşınmaza yönelik meyve bahçesi dikmek suretiyle yaptığı vaki etatmanın önlenmesine, fen bilirkişisinin 27/04/2012 tarihli raporu ekindeki krokide yeşil renkle işaretli olarak gösterilen nizalı taşınmaz içerisinde bulunan ve zirai bilirkişinin 11/05/2012 tarihli raporunda cins, sayı, nitelik ve değerleri belirtilen mevye ağaçlarının kal’ine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından, dava konusu … İli … İlçesi … Köyünde kain 8.610,42 m² büyüklüğündeki 4242 sayılı parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan arazilerden olarak Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, zilyet olarak “… Oğlu …” adına beyanlar hanesine şerh düşüldüğü, 2009 yılında yapılan 2/B güncelleme işlemleri ile bu kez “… Oğlu …” adına olan kaydın silinerek yerine (07.12.2009 tarihinde) “Bu parsel kullanıcısı İbrahim Oğlu …’dir.” şeklinde kayıt düşüldüğü anlaşılmaktadır.
Dava; TMK’nin 981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması ve kal isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapasımı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin kal’e ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Zilyetliğin temeli hukuki bir durum niteliğinde olduğundan; TMK’nin 981 vd. maddeleri uyarınca açılan zilyetliğin korunması davalarıyla sadece görünüşün ve mevcut durumun korunması amaçlanır. Kal (yıkım) kararı ise, mevcut durumun korunması kapsamında olmayıp; TMK’nin 684. maddesi uyarınca taşınmazın aynına ilişkin bir tasarruf niteliğindedir.
Dava konusu taşınmaz 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan arazilerden olarak tarla vasfı ile (mülkiyeti) Maliye Hazinesi adına tespit edildiğine göre; davacının zilyetliğinin herhangi bir mülkiyet hakkına dayandığı söylenemez. Bu nedenle davacının salt zilyetliğinin mevcut olması; ayni koruma kapsamında olan kal kararı verilmesini haklı kılmaz. Başka bir ifade ile zilyetliğin korunması davası kabul edilse dahi kal’e ilişkin istemin reddi gerekir.
Bu durumda kal talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.