Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/2282 E. 2019/3145 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2282
KARAR NO : 2019/3145
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili, tarafların murisleri olan ….. ve…’den kalan dava konusu 4259, 4302, 4339 parseller ile 101 ada 241 parsel, 106 ada 60 parsel, 111 ada 85 parsel 111 ada 94 parsel, 111 ada 110 parsel, 111 ada 148 parsel, 111 ada 169 parsel, 111 ada 172 parsel, 119 ada 100 parsel, 114 ada 120 parsel, 119 ada 85 parsel 143 ada 1 parsel taşınmazları 2005 yılının 7. ayının sonunda rızaen taksim ettiklerini, taksim tarihinden beri bugüne kadar tarafların kullandıklarını, taksimin 8 yılın sonunda davalı tarafından bozulmaya çalışıldığını, bu nedenle Muris …… adına kayıtlı 143 ada 1 parsele ait tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamının İsmail adına yeniden tescilini, 111 ada 172 parsele ait tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamının davalı … adına yeniden tescilini, 111 ada 94 ve 110 parselin tapusunun iptali ile bu iki taşınmazın tamamının müvekkili … adına yeniden tescilini,111 ada 85 parsel numaralı taşınmazın tapusunun iptali ile tamamının davalı … adına yeniden tescilini, 111 ada 169 parsel numaralı taşınmazın 4 eşit kısma bölündüğünü, tapunun iptali ile herkesin taksime göre kullandığı yerin kendi adına tescilini 119 ada 100 parsel numaralı taşınmazın 4’e bölünmesi gerektiğini, 4302 parsel numaralı taşınmazı tarafların boydan boya 4 eşit parçaya böldüğünü, herkesin taksime göre kullandığı yerinin kendi adına tescilini, 4259 parsel numaralı taşınmazın 4 eşit parçaya bölündüğünü, buna göre tapunun iptali ile herkesin taksime göre kullandığı yerinin kendi adına tescilini,106 ada 60 parsel numaralı taşınmazın 4 eşit parçaya bölündüğünü, buna göre tapunun iptali ile herkesin taksime göre kullandığı yerinin kendi adına tescilini, 119 ada 85 parsel numaralı taşınmazın 4 eşit parçaya bölündüğünü, buna göre tapunun iptali ile herkesin taksime göre kullandığı yerinin kendi adına tescilini, Muris… adına kayıtlı 101 ada 241 parsel numaralı taşınmazın tamamının mirasçılar olan müvekkili Arif ve İsmail tarafından diğer müvekkil Pembe ile davalı …’ye bırakıldığını, tapunun iptali ile ikisi adına tescili gerektiğini,111 ada 148 parsel numarasında kayıtlı taşınmazın tamamının da mirasçılar olan müvekkili Arif ve İsmail tarafından diğer müvekkil Pembe ile davalı …’ye bırakıldığını, tapunun iptali ile her ikisi adına 1/2 oranında yeniden tescili gerektiğini, 114 ada 120 parsel numaralı taşınmazın ise taksim harici bırakılmış bulunduğunu, davanın taraflarının taşınmaz üzerinde 1/4 oranında hak ve hisseleri olduğunu, taksim sırasında taraflara düşen, zeminde sınırları belirli olan ve herkesin kullandığı yerin yeniden tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; taksimin yapıldığı belirtilen tarihte kadastronun kesinleştiğini, taraflar arasında hiç bir zaman rızai taksim olmadığını, nizasız fasılasız bir kullanımında olmadığını, taraflar arasında paylaşım senedi de bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. Daha sonraki beyanlarında ise taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davası olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmaz üzerinde mirasçıların bir araya gelerek usulüne uygun paylaşım yapmadıkları, zeminde taksimi gösterir sınırların olmadığını, taksimin yapıldığına ilişkin beyanı destekler delil bulunmadığı, davanın ispatlanamadığı, ayrıca davacının dava konusu 111 ada 172 parsel ve 111 ada 85 parsel taşınmazların… adına tescilini istemesinde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; miras taksime dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. TMK’nin 676 . maddesinde düzenlenen paylaşma sözleşmesine göre “ Mirasçılar arasında payların oluşturması ve fiilen alınması veya aralarında yapılacak paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar paylaşma sözleşmesi ile mirasçılar tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerinde elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebililer. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.” Bu bilgiler ışığında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazların tamamının tapu kayıtları ve kadastro tutanakları incelendiğinde, (111 ada 85 ve 4339 parseller üçüncü kişiler adına tapulama görmüş olup bu taşınmazlar hariç) diğer tüm taşınmazlar 23.06.2005 tarihinde tapulama yoluyla tarafların murisleri… ve …… adlarına kayıtlı olup hala aynı şekilde bu kişiler adınadır. Davacılar vekilinin dava dilekçesi incelendiğinde ise taksim tarihinin 2005 yılının 7. ayının sonları olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü üzere; dava konusu taşınmazların 23.06.2005 tarihinde kadastrosunun yapılıp kesinleştiği sabit olmakla, davacılar vekilince de taksimin 2005 yılının 7. ayının sonlarında yapıldığı belirtilmekle, yine davacılar vekilince dosyaya kanunun aradığı yazılı taksim sözleşmesi ibraz edilmemekle ve son olarak davalı tarafından da cevap dilekçesinde yazılı bir paylaşım senedi olmadığı belirtilmekle ortada kanunun aradığı yazılılık şartını sağlayan geçerli bir taksim sözleşmesi bulunmamaktadır. Mahkemece bu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemişse de ret kararı sonucu itibariyle doğru olup yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçe düzeltilmek suretiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1086 sayılı HUMK’un 438/son fıkrası gereğince gerekçesinin değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 25.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.