Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/21890 E. 2020/3267 K. 10.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21890
KARAR NO : 2020/3267
KARAR TARİHİ : 10.06.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, müvekkiline ait olan 177 ada 1 parsel sayılı taşınmazın içinde değerlendirilmesi gereken yaklaşık 2000 m² yüzölçümlü arazinin kadastro tespiti sırasında yanlışlık nedeniyle yol olarak değerlendirildiğini ve müvekkili adına tescil edilmesi gerekirken yol olarak tescil harici bırakıldığını belirterek, dava konusu yerin müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemenin 02.11.2012 tarihli ve 2011/42 Esas, 2012/323 Karar sayılı ilk hükmü ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalılardan Hazinenin temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 29.11.2013 tarihli ve 2013/325 Esas, 2013/17958 Karar sayılı ilamı ile “davanın makul sürede açılmadığı ve dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıl geçmediği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece 02.05.2014 tarihli ve 2014/29 Esas, 2014/92 Karar sayılı karar ile ilk kararda direnilerek davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; paftasında yol olarak gösterilen taşınmaza yönelik tescil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre, mahkemece verilen direnme hükmünün yerinde olduğu kanaati oluştuğundan mahkemenin anılan kararının bozulmasına ilişkin Dairemizin 29.11.2013 tarihli ve 2013/325 Esas, 2013/17958 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına,
2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda Mahkeme hükmünün ve dosyanın incelenmesinde, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin tescil talebine yönelik hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmaz bölümlerini gösteren dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına konulmalı; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeolog bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, ziraat mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı olarak değerlendiren ve taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden taşınmaz bölümlerinin dere yatağı olup olmadığına ya da dereden kazanılıp kazanılmadığına ilişkin rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlarda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; teknik bilirkişiye ise keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli; zilyetlikle kazanma şartlarının davacı ve müdahiller lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bu sebeplerle direnme kararına konu bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Dairemizin 29.11.2013 tarihli ve 2013/325 Esas, 2013/17958 Karar sayılı ilamının kaldırılması ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince değişik gerekçe ile BOZULMASINA, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 10.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.