Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/21498 E. 2019/803 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21498
KARAR NO : 2019/803
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı … Ak vekili, dava dilekçesinde adresi bildirilen taşınmazı tarafların evlilik birliği içinde birlikte satın aldığını, taşınmazın üzerine ev inşa ettiklerini, ancak anılan taşınmazın davalı adına kaydedildiğini, davacının evde dikiş gibi işler yaparak taşınmazın edinilmesi ve evin inşasına katkıda bulunduğunu ileri sürerek davacının katkısının belirlenmesi ile şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 30.12.2015 tarihli dilekçe ile; tasfiyeye konu taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olmadığını, haricen 3. kişiden satın alınarak üzerine ev inşa edildiğini açıklamıştır.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iddia ettiği gibi davalı ve başka bir gerçek kişi arasında varılan mutabakat sonucu davalıya aidiyet edinildiği iddia edilen taşınmazın varlığının resmiyet kazanmayacağı gibi tasfiyeye de konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.
Davacı tarafça, tasfiyeye konu taşınmazın tapuda 3. kişi adına kayıtlı olduğu ancak haricen davalı adına satın alınıp üzerine ev yapıldığı ileri sürülerek alacak isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davanın alacak niteliği de dikkate alındığında, tasfiyeye konu taşınmazın tapuda 3. kişi adına kayıtlı olması davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunmasına tek başına engel teşkil etmez. O halde, Mahkemece iddia, savunma, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.