Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/21497 E. 2020/3260 K. 10.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21497
KARAR NO : 2020/3260
KARAR TARİHİ : 10.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalı …’nın dava konusu 399 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik ortaklığın giderilmesi davası açtığını, ancak tapu kaydında belirtilen “avlulu kargir mağaza ve ev”in üzerinde bulunan 2. kattaki ev ile parselin güneyinde bulunan evin müvekkiline ait olduğunu, mağazanın üzerinde 2. kattaki evi müvekkilinin yaptığını, 2. katın güneyinde bulunan evi kardeşi …’dan satın aldığını, taşınmazın güneyinde bulunan 2 katlı evi ise kardeşi …’dan satın aldığını belirterek dava konusu 399 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2. kattaki evin ve taşınmazın güney kısmında bulunan iki katlı evin davacı …’ya aidiyetinin tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu evin ve eklentilerin tamamen muris …’nın parası ile yapıldığını, davacının diğer mirasçılardan hak satın alması hakkında müvekkilinin bilgisi olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.
1. Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde, dosya içeriği ve dinlenen tanık beyanlarından davacının (A) ile gösterilen muhdesatı meydana getiren …’dan, (B1) ile gösterilen muhdesatı ise meydana getiren …’dan satın aldığı anlaşıldığına göre, davacının (A) ve (B1) ile gösterilen muhdesatlara yönelik talebinin kabulü gerekirken, Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davalı vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince, 6100 sayılı HMK’nin 326/1. maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa’nın 312/2. maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki; anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan 6100 sayılı HMK’nin 312/1., Harçlar Kanunu’nun 22., Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddeleri gereği, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve harcını yatırdığı değer üzerinden, davalının kabul beyanı ve payına isabet edecek muhdesat değeri göz önünde bulundurularak, harç, yargılama gideri ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücreti hakkında belirtilen kanun maddeleri ve tarife uyarınca hüküm kurulması gerekmektedir.
O halde; Mahkemece, Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesince görülen 2014/674 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyasında davalı …’nın muhdesat ile ilgili beyanları incelenmek suretiyle üzerinde durularak işbu davanın açılmasına sebebiyet verip vermediğinin belirlenmesi ve buna göre yukarıda açıklanan 6100 sayılı HMK’nin 312/1., Harçlar Kanunu’nun 22., Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddeleri gereği, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve harcını yatırdığı değer üzerinden, davalıların kabul beyanı ve davalıların paylarına isabet edecek muhdesat değeri göz önünde bulundurularak, harç, yargılama gideri ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücreti hakkında belirtilen kanun maddeleri ve tarife uyarınca hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, davalı vekilinin yukarıda (3.) bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin (2.) bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, istek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 10.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.