Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/21408 E. 2020/2867 K. 03.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21408
KARAR NO : 2020/2867
KARAR TARİHİ : 03.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, eski 1739 (yeni 132 ada 11 parsel) parselde bulunan 2 katlı evin davacıya ait olduğunu belirterek davacıya ait olduğunun tespitini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nin 326/1. maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa’nın 312/2. maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki; anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan 6100 sayılı HMK’nin 312/1., Harçlar Kanunu’nun 22., Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddeleri gereği, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve harcını yatırdığı değer üzerinden, davalının kabul beyanı ve payına isabet edecek muhdesat değeri göz önünde bulundurularak, harç, yargılama gideri ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücreti hakkında belirtilen kanun maddeleri ve tarife uyarınca hüküm kurulması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; davalılardan …, …, …, …, … ve …’a usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve ön inceleme duruşmasının tebliğ edildiği, davalıların süresi içerisinde cevap dilekçesi vermedikleri gibi ön inceleme duruşmasına da katılmadığı, ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiası hakkında beyanda bulunmadıkları ancak davalılar vekilinin 14.01.2016 havale tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğini açıkladığı görülmüştür. Buna göre davalıların davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği kuşkusuzdur.
O halde; Mahkemece, yukarıda açıklanan 6100 sayılı HMK’nin 312/1., Harçlar Kanunu’nun 22., Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddeleri gereği, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve harcını yatırdığı değer üzerinden, davalılar vekilinin kabul beyanı ve davalıların paylarına isabet edecek muhdesat değeri göz önünde bulundurularak, harç, yargılama gideri ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücreti hakkında belirtilen kanun maddeleri ve tarife uyarınca hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yukarıda açıklanan temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.