Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/21266 E. 2018/19004 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21266
KARAR NO : 2018/19004
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.11.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraftan kimse gelmedi. Karşı taraftan davalı-karşı davacı vekili Avukat … geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı-karşı davalı … vekili, dava dilekçesinde belirtilen araç, taşınmaz ve banka mevduat hesabı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, karşı davanın reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davacı … vekili, davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde belirtilen araç, taşınmaz ve karşı davalıya ait emekli ikramiyesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davacı-karşı davalı … tarafından açılan dava yönünden, davanın kısmen kabulüne, 20 U 6126 plakalı araç nedeniyle 12.500-TL katılma alacağının hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı-karşı davacıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı-karşı davacı … tarafından açılan dava yönünden, … plakalı araç nedeniyle 12.690-TL katılma alacağının hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, 148 ada 9 parseldeki 7 nolu bağımsız bölüm nedeniyle taleple bağlı kalınarak 10.000-TL katılma alacağının hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.a) Davacı-karşı davalı vekilinin asıl dava konusu … mevduat hesabına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan hareketle, davalı-karşı davacıya ait banka hesaplarında mal rejiminin sona erdiği tarihte tasfiye hesabına girecek bir bakiye olmadığı, bu nedenle banka hesapları yönünden davacı-karşı davalının katılma alacağının bulunmadığı gerekçesiyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, İş Bankası Denizli Şubesinin 20.11.2013 tarihli karşılık yazısında, davalı-karşı davacıya ait 31.12.2003 tarihinde açılmış bir mevduat hesabı bulunduğu belirtilerek bu hesaba ilişkin açılış tarihinden boşanma dava tarihi olan 17.05.2011 tarihine kadar olan hesap hareketlerini gösterir ekstrelerin gönderildiği bildirilmiştir. Söz konusu ekstrelerin incelenmesinde, boşanma dava tarihi olan 17.05.2011 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin -198,39-TL olduğu anlaşılmakla birlikte muhtelif tarihlerde cari hesaptan yatırım hesabına, yatırım hesabından cari hesaba virman işlemleri yapıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda boşanma dava tarihi itibariyle hesabın -198,39-TL bakiyeli olup mal rejiminin sona erdiği tarihte tasfiye hesabına girecek bir bakiye bulunmadığının bildirildiği, yatırım hesabı üzerinde herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Mahkemece, anılan hesabın ve bu hesaba bağlı tüm yatırım hesaplarının ilk açıldığı tarihten itibaren hesap hareketlerini gösterir ekstrelerin getirtilerek, tüm hesaplar üzerinde bankacı bilirkişi marifetiyle inceleme ve değerlendirme yapılarak tasfiyeye tabi bir malvarlığı değeri bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
b) Davacı-karşı davalı vekilinin karşı dava konusu 148 ada 9 parseldeki 7 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece davalı-karşı davacının emekli ikramiyesinin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanılması nedeniyle mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre davalı-karşı davacının bu taşınmaz nedeniyle 10.321,25-TL katılma alacağı talep edebileceği anlaşıldığı gerekçesiyle, bu taşınmaz yönünden taleple bağlı kalınarak 10.000-TL katılma alacağına hükmedilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davalı-karşı davacıya ait emekli ikramiyesinin mahkemenin de kabulünde olduğu üzere dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, eşler, tasfiyesini istedikleri 148 ada 9 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümü, evlilik birliği devam ederken 14.03.2008 tarihinde satın alarak 1/2 oranında adlarına paylı mülkiyet şeklinde tescil ettirmişler ve halen tapu sicilinde aynı şekilde ve oranda kayıtlıdır. Evlilik birliği devam ederken serbest iradeleriyle gerçekleştirdikleri bu paylaşımla, her bir payın o eşin kişisel mal grubuna terk edildiği kabul edilmelidir. Davalı-karşı davacı tarafça, paylı şekilde tescil edildikten sonra katkıda bulunulduğu da iddia edilip kanıtlanmadığına göre, 7 nolu bağımsız bölümde davacı-karşı davalı eş adına kayıtlı paya yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2-a) ve (2-b) nolu bentlerde yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-karşı davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 21.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.