Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/19663 E. 2019/4891 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19663
KARAR NO : 2019/4891
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, 134 ada 2 parsel sayılı taşınmazın vekil edeni adına, 134 ada 3 parsel (ifraz ile 134 ada 4 ve 5 nolu parseller) sayılı taşınmazın ise Hazine adına kayıtlı olduğunu, Hazine adına kayıtlı taşınmaz içinde bulunan badem ağaçları ile 2 parsel sayılı taşınmazın devamındaki yol üzerinde bulunan dut ağaçlarının vekil edenine ait olup, bahsi geçen ağaçların DSİ tarafından yapılan… Köyü Barajı su kodunda kaldığını açıklayarak, sözkonusu ağaçların vekil edeni tarafından yetiştirildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davada DSİ’nin taraf gösterilmesi gerektiğini, yolda bulunan muhdesatın tespitine karar verilemeyeceğini, davacı tarafın kötüniyetle muhdesatları yetiştirdiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 134 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan badem ağaçları ile 134 ada 2 nolu parselin bitişiğinden geçen ve zeminde yol olarak kullanılan alanda bulunan dut ağaçlarının davacı tarafından meydana getirildiğinin (yetiştirildiğinin) tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava,… Köyü Barajı suyu kodunda kaldığı beyan edilen dava konusu alandaki muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti isteği ile açılmıştır.
Her ne kadar Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki;
1.26.05.2004 tarihli ve 5177 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 19. maddesine eklenen ek fıkra hükmünde; “Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgarî levazım bedeli, ağaçların ise 11. madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir” denilmektedir. Bu hükümle başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açma hakkı tanınmıştır.
Eldeki dava, dava konusu taşınmazların… Köyü Barajı suyu kodunda kaldığı iddiası ile açılmış ancak, dava konusu taşınmazlara ilişkin kamulaştırma evrakları ile kamulaştırma haritası getirtilerek keşif sırasında uygulanmamış ve dava konusu muhdesatların, taşınmazın kamulaştırma kapsamında kalan alanda yer alıp almadığı tespit edilmemiş, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edilmiştir.
Bu nedenle öncelikle, davaya konu muhdesatların kamulaştırma alanında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve hukuki yarar olgusunun saptanması gerekir.
2.Davaya konu dut ağaçlarının davacı adına kayıtlı 2 parsel sayılı taşınmazın devamındaki yol üzerinde olduğu bildirilmiş olup, yollar kamunun ortak yararlanmasına terk edilmiş insanların motorlu taşıtların ve hayvanların gelip geçtiği yerlerdir. Bu yer üzerinde herkesin hakkı ve kullanma biçiminde oluşan tasarruf yetkisi vardır. Kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı gibi taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle de bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhtesatlara hukuki değer verilemeyeceği gözönüne alındığında, dava konusu taşınmazın niteliğinin de araştırılıp soruşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece bu husus üzerinde de yeterince durulmamış, yol olarak belirtilen alanın kadastro paftasında ne nitelikte göründüğü araştırılmamış, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edilmiştir.
3.Kabule göre, 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Mahkeme tarafından, davanın kabulüne, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazda teknik bilirkişi İhsan Yaman’ın 12/10/2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfiyle göstermiş olduğu 1822,12 m2’lik alanda bulunan, 134 ada 5 parsel sayılı taşınmazda teknik bilirkişi İhsan Yaman’ın 12/10/2015 tarihli rapor ve krokisinde B harfiyle göstermiş olduğu 4232,53 m2’lik alanda bulunan badem ağaçları ile 134 ada 2 nolu parselin bitişiğinden geçen ve zeminde yol olarak kullanılan alanda bulunan dut ağaçlarının davacı tarafından meydana getirildiğinin (yetiştirildiğinin) tespitine karar verilmiş ise de, hükümde tespit kararı verilen ağaçların, adet, yaş ve cinslerinin belirtilmemiş olması nedeniyle hükmün infaza elverişli olduğundan bahsedilemez.
SONUÇ: Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.