Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/19514 E. 2019/3971 K. 10.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19514
KARAR NO : 2019/3971
KARAR TARİHİ : 10.04.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI (Alacaklı) :
DAVALI (3.Kişi) :
DAVALI( Borçlu) :
DAVA TÜRÜ : İsihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı-birleşen dosyada davalı alacaklı vekili, 12.09.2014 tarihli haciz esnasında mülkiyeti borçlu şirkete ait malların haczedildiğini, piyasaya oldukça fazla miktarda borçlanan şirketin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla, başta bayileri, tanıdıkları ve akrabaları olmak üzere güvendiği kişiler ile muvazaalı işlemler yaparak dış dünyaya karşı mal varlığının büyük bir kısmını devretmiş göründüğünü,davalı üçüncü kişi şirketin borçlu şirketin bayisi olduğunu,hatta üretiminin büyük bir kısmını üçüncü kişi şirket aracılığıyla tüketicilere ulaştırdığını, davalı üçüncü kişi şirketin mahcuzların bulunduğu gayrimenkul üzerinde yüklü miktarda ipotek olmasına rağmen, 17/07/2014 tarihinde taşınmazı satın aldığını öne sürerek asıl davada 12.09.2014 tarihli haczin İİK’nin 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin müdürlük işleminin iptali ile haczin İİK’nin 97. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına, birleşen davada ise üçüncü kişi şirketin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı-birleşen dosyada davacı üçüncü kişi vekili, haciz yapılan adresin borçlu şirket ile ilgisinin olmadığını, fabrika içerisinde bulunan mahcuz makinelerin tapuda taşınmazın teferruatı olarak şerh edildiğini, haczin İİK’nİn 83/c maddesi gereğince TMK’nin 684,686 ve 862 maddelerine aykırı olduğunu öne sürerek alacaklı tarafça açılan asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Öte yandan, üçüncü kişi vekili, birleşen Niğde İcra Hukuk Mahkemesinin, 2014/194 Esas sayılı dosyasında haczedilmezlik şikayetinde bulunmuştur.
Davalı borçlu vekili, duruşmada alınan beyanında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu haczin, borçlu şirket tarafından borcun doğum tarihinden sonra üçüncü kişi şirkete devredilen iş yerinde yapıldığı, ayrıca borçlu şirketin takip tarihinden hemen önceki tarihlerde taşınmazlarını ve araçlarını üçüncü kişilere devrettiği, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerektiği, icra müdürünün sehven İİK’nin 99. maddesini uygulamasının ispat yükünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmayacağı, üçüncü kişinin mülkiyet karinesinin aksini güçlü ve kesin deliller ile ispat edemediği, ayrıca İİK’nin 44. maddesindeki gereklerin yerine getirildiğinin de iddia ve ispat edilemediği, TBK’nin 202. maddesi gereğince üçüncü kişinin devri alacaklıya karşı ileri süremeyeceği ve işletmenin borçlarından

iki yıl süre ile sorumlu olacağı, dava konusu haczin İİK’nin 97. madde yerine İİK. 99. maddesine göre yapılmasının usul ve yasaya uygun olmadığı, üçüncü kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı gerekçesi ile alacaklı tarafça açılan asıl ve birleşen davanın kabulüne, üçüncü kişi tarafından açılan birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili ve üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava, müdürlük muamelesini şikayet,birleşen dava alacaklı tarafından İİK’nin 99. vd. maddesi uyarınca açılan istihkak iddiasının reddi talebi ve diğer birleşen dava ise üçüncü kişi tarafından ileri sürülen haczedilmezlik şikâyeti niteliğindedir.
1.Davalı üçüncü kişi vekilinin ve borçlu vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Uyuşmazlık İİK’nin 97-99 maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet istemine ilişkindir. İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK’nin 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan davalı üçüncü kişi vekilinin ve borçlu vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davalı üçüncü kişi vekilinin birleşen haczedilmezlik şikâyetine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere,mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp,değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3. Davalı üçüncü kişi vekilinin ve borçlu vekilinin birleşen istihkak davasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava konusu haciz 12.09.2014 tarihinde İİK’nin 99. maddesine göre yapılarak alacaklıya dava açmak üzere süre verilmiş, alacaklı vekili tarafından yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde eldeki dava açılmış, ancak alacaklı vekilinin asıl dava konusu şikayet başvurusu nedeniyle, Mahkemece şikayete konu haczin İİK’nin 97. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına karar verilmiştir. Bu şekilde, İİK’nin 99/1. maddesi gereğince icra mahkemesine istihkak davası açması için alacaklıya süre verilmesi işleminin iptali ile alacaklının dava açma yükümlülüğü ortadan kalktığından, dava konusuz kalmıştır. Bu durumda Mahkemece, dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle üçüncü kişi vekilinin ve borçlu vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle üçüncü kişi vekilinin birleşen dosyaya ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle üçüncü kişi vekilinin ve borçlu vekilinin birleşen istihkak davasına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 15,20 TL’nin temyiz eden davalı üçüncü kişiden alınmasına ve peşih parcın da istek halinde temyiz eden davalı borçluya iadesine, 10.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.