Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/19319 E. 2020/3128 K. 09.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19319
KARAR NO : 2020/3128
KARAR TARİHİ : 09.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 160 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı betonarme yapının, vekil edeninin vefat eden babası Sait Ali Solak tarafından inşa edildiğini ve vekil edeni tarafından kullanıldığını, dava konusu taşınmaz hakkında, Trabzon Sulh Hukuk Mahkemesinin 1991/41 Esas sayılı dosyasında açılan ortaklığın giderilmesine ilişkin dosyanın kesinleştiğini, satış dosyasında bina için değer tespiti yapıldığını ancak karar kısmında “söz konusu binanın kime ait olduğu tespit edilemediğinden satışı yapılamamıştır” ibaresinin bulunduğunu ve binanın satışının yapılmadığını, binanın kadastro belgesinde taşınmazın vekil edeninin babasına ait olduğunun belirtildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerindeki 2 katlı kargir binanın vekil edeninin babası … tarafından inşa edilmesi nedeniyle … mirasçıları adına tespiti ile tapuya şerh verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, dava konusu taşınmaz ve üzerindeki tüm muhdesatların ortaklığın giderilmesi yoluyla satıldığını ve vekil edenlerinin murisinin parasını ödeyerek dava konusu evi satın aldığını, satın alındığı tarihte yıkık vaziyette olan evin yeniden yaptırıldığını, bedelinin Satış Memurluğuna ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu evin ortaklığın giderilmesi davası sonucunda verilen karar uyarınca satışının yapıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 160 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fındık bahçesi niteliğinde, davalıların murisi … adına tapuya kayıtlı iken, 10.08.2006 tarihinde mirasçıları olan davalılara intikal ettiği, Trabzon Sulh Hukuk Mahkemesinin 1991/41 Esas ve 1992/1010 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın satışına karar verildiği ve kararın 01.09.1995 tarihinde kesinleşerek, satışının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Mahkemece, Trabzon 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 1991/41 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi yoluyla satışına karar verildiği ve satışın yapılarak evin üzerinde bulunduğu taşınmazla birlikte …’a satılmış olduğu, satış tablosunda bina için ayrım yapılamadığı şeklindeki açıklamanın binanın bedelinin ayrıca dağıtılamadığı şeklinde anlaşılması gerektiği, binanın satılmadığına dair herhangi bir ifade olmaması ve Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkerelerde satışın ikmalen yapıldığının belirtilmesi karşısında, dava konusu evin de satışının yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davacının dava dilekçesindeki anlatımları, muhdesatın murisi tarafından meydana getirildiğine yöneliktir. Gerek dava tarihi itibariyle gerekse de evveliyatında muris … dava konusu taşınmazda pay maliki görünmemektedir. Bu durumda, davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi doğru değildir.
Davanın usulden reddine karar verildiği hallerde davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekmektedir. Mahkemece davalı yararına nispi vekalet ücreti takdir edilmesi de isabetsizdir.Ne var ki yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi, yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nin ek geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle hüküm fıkrasının 3. bendindeki “…11.430,00 TL vekalet ücretinin …” ibaresinin çıkarılarak yerine “… 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin …” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile, gerekçesinin ise yukarıda gösterilen sebeple düzeltilen şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.