Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/18352 E. 2018/19970 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18352
KARAR NO : 2018/19970
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı … vekili, tarafların evlilik birliği içinde 2002 yılından sonra edindikleri ve davalı adına kayıtlı … İli …….. İlçesi 2061 ada 24 parselde bulunan daire ve 4355 ada 2 parselde kayıtlı ……..,…….. plakalı motosikletler, …….. plakalı kamyonet, …….. plakalı otomobiller ile 2005 yılında kurulmuş olan ticari işletme üzerinde davacının katılma alacağının hesap edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, öncelikle davanın reddini, aksi halde davalının tüm malvarlığının aktif ve pasiflerinde davacının katkısının olmadığı ve davalının ana sermayesinin evlilik öncesi …….. olduğu değerlendirilerek sonuca göre minimum katılım payı alacağının tespitini savunmuştur.
Mahkemece, 18.03.2016 havale tarihli hesap bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacının katılma alacağının 204.234.33 TL olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak 20.000 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tasfiyeye konu taşınmazın veya aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK’nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın veya aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın veya aracın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir. Araç yönünden ise; öncelikle, tasfiyeye konu aracın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye tarihindeki sürüm değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Açıklamalar doğrultusunda taşınmaz yönünden hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler; araç yönünden ise, iddia ve savunma çerçevesinde, aracın ruhsat ve satın alınma bilgileri, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 27.12.1993 tarihinde evlenmiş, 30.12.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK’nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202). Tasfiyeye konu taşınmazlar ve araçlar, edinim tarihi itibari ile eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildikleri ve bunun aksinin ispat edilemediği anlaşıldığından dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı adına kayıtlı 05.08.2010 edinme tarihli, üzerinde …….. lehine 05.08.2010 tarihli 300.000 TL bedelli ipotek tesisli, 4355 ada 2 parselde kayıtlı tripleks meskenin ve davalı adına kayıtlı 15.07.2011 edinme tarihli …….. plakalı araç dışındaki davaya konu diğer araç ve taşınmazların tasfiye tarihine en yakın sürüm değerlerinin artık değer, bu miktarların yarısının davacının katılma alacağı olarak kabul edilmesi; 4355 ada 2 parselde kayıtlı taşınmaz için ……..tan alınan 04.08.2010 tarihli 150.000 TL tutarında 60 ay vadeli, 40 ayı evlilik birliği içine, 20 ayı boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden ödemeleri bulunan kredinin ve …….. plakalı araç için, …….. Bankasından 06.07.2011 tarihinde 48.000 TL tutarında 48 ay vadeli, 29 taksiti evlilik birliği içine, 19 taksiti boşanma dava tarihi sonrasına tekabül eden ödemeleri olan kredinin, boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden ödemelerinin oranlama yolu hesap edilmesi ile bu miktarın denkleştirmede davalının kişisel malı kabul edilerek katılma alacağı hesabında dikkate alınması Yargıtayın ve Dairenin ilke ve uygulamalarına uygun düşmektedir. Ancak hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunun incelenmesinde, kısmen bu hususlar dikkate alınmakla birlikte, tasfiyeye konu her bir malvarlığı için ayrı ayrı alacaklar ve borçlar ve varsa kullanılan kredilerin gözetilmesi gerektiği halde, Daire tarafından benimsenmeyen yöntemle tüm malvarlıkları birlikte değerlendirilerek hesap yapılıp katılma alacağının belirlendiği görülmektedir. Alımlarında kredi kullanılmayan ve boşanma dava tarihi itibariyle devam eden kredi ödemesi bulunmayan taşınmaz ve araçların 02.06.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda da belirtilen karar tarihine en yakın sürüm değerleri artık değer olarak kabul edileceğinden, bu miktarların yarısı davacının katılma alacağı olup; davaya konu 2061 ada 24 parselde 2 numaralı bağımsız bölüm için 45.000 TL (90.000 / 2), …….. plakalı araç için 10.984,37 TL (21.968,75/2), …….. plakalı araç için 9.508,07 TL (19.016,15/2), …….. plakalı araç için 4.612,5 TL (9.225/ 2), …….. plakalı araç için 500 TL (1000/2), …….. plakalı araç için 18.000 TL (36.000/2) olmak üzere toplam 88.604,95 TL değere ulaşılacaktır. Bu miktar 4355 ada 2 parselde kayıtlı taşınmaz ve …….. plakalı araç dışındaki davaya konu malvarlıkları yönünden davacının katılma alacağıdır. Davalı tarafça, alımında kredi kullanılan 4355 ada 2 parselde kayıtlı taşınmaz için çekilen kredinin yapılandırıldığı, yapılandırmaya göre hesap yapılması gerektiği savunulmuş ve dosyaya da yapılandırma ile ilgili belgeler sunulmuş ise de, sunulan ödeme planına göre yapılandırma ile 01.03.2014 tarihi itibari ile yapılandırma öncesi aylık 5.525.41 TL olan ödemenin, aylık 2.338.68 TL olarak yapılandırıldığı, vadenin 90 aya çıkarıldığı, boşanma dava tarihi 30.12.2013 olup, boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden yapılandırmanın hesaplamada dikkate alınması mümkün değildir. Bu sebeple, 257.400 TL ye alındığı tespit edilen, alımında 60 ay vadeli 150.000 TL kredi kullanılan taşınmazın 40/60 orana isabet eden ödemeleri boşanma dava tarihi öncesine denk geldiğinden, kalan 20/60 oranın karşılığı ödemelerin davalı lehine denkleştirmede dikkate alınması yerinde olup, davalı tarafın cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu, davaya konu malvarlıklarının edinilmesinde kullanıldığı anlaşılamayan tüketici kredisi ve ihtiyaç kredisi kullanımına ilişkin kredi belgelerine dayanarak evlilik birliğinin ihtiyaçları için kullanıldığı gerekçesi ile 25.426,95 TL kredi ödemesinin denkleştirmede borç olarak hesap edilmesi hatalı ise de, temyiz edenin sıfatı bakımından bu miktarın davalı aleyhine değerlendirilemeyeceği gözetildiğinde; Dairenin ilke ve uygulamalarına göre taşınmaz için ödenen aylık kredi ödemesi eşit dağılım göstermediğinden, kullanılan kredi için toplam geri ödeme miktarından evlilik içinde ödenen 40 taksit için aylık ödeme miktarları toplamının çıkarılması ile elde edilen (204.599,23 TL – 94.091,02 TL) 110.508,21 TL ile hesaplamada dikkate alınan ve davalı lehine olduğu yorumlanan 25.426,95 TL kredi ödemesinin toplamı neticesi elde edilen 135.935,16 TL denkleştirilen miktar, taşınmazın karar tarihine en yakın sürüm değeri olan 350.000 TL den düşüldüğünde 214.064,84 TL artık değer, bunun yarısı 107.032,42 TL katılma alacağı olacaktır. Yine …….. plakalı aracın alımında kullanılan 48.000 TL tutarında kredinin 29/48 oranı boşanma dava tarihi öncesi, 19/48 oranı ise boşanma dava tarihi sonrasına isabet ettiğinden; evlilik birliği içine isabet eden kredi ödeme miktarı 29.000 TL edinilmiş mal olup, davaya konu aracın alım bedeli ile ilgili olarak dosya kapsamında fatura, belge veya herhangi bir beyan bulunmadığından çekilen kredinin tümünün aracın alımında kullanıldığının kabul edilmesi gerekir. Buna göre, 48.000 TL’nin %60.4167’si edinilmiş mal olduğu tespit edildikten sonra, aracın güncel sürüm değeri olan 52.850 TL ile bu oranın çarpımı neticesi elde edilen 31.930,20 TL artık değer olup, bu miktarın yarısı 15.965,10 TL katılma alacağı bulunacağına, yukarıda yazılı diğer katılma alacağı ile birlikte toplam 211.602,47 TL katılma alacağına ulaşılacağına, hükümde hatalı hesaplama sonrası davacının katılma alacağının 204.234,33 TL olduğu belirtilerek taleple bağlılık kuralı gereği 20.000 TL üzerinden hüküm kurulduğuna, temyize yalnızca davalı vekilinin gelmesi karşısında davalı aleyhine bozma yapılamayacağına göre, mahkeme kararının açıklanan nedenle onanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 342,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.024,20 TL’nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.