Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/18306 E. 2018/19358 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18306
KARAR NO : 2018/19358
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair kararın davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22/06/2016 tarihli ve 2016/7837 Esas, 2016/11055 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı 3. kişi vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı alacaklı vekili, borçlu şirket ile 3.kişi şirket arasında organik bağ olduğunu, borçlu şirketin borcun doğumundan sonra tasfiyeye sokulduğunu, alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı işlemler yapıldığını açıklayarak üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3.kişi vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, borçlu şirketin 2009 yılında alacağın doğumundan sonra 2010 yılında hisse devri ile ortaklık yapısının değiştirildiği, 2011 yılında borçlu şirketin tasfiyeye sokulduğu, her iki şirketin ortaklık yapısı içerisinde yer alan …… Alıcı’nın şirketlerin temsilcisi sıfatına sahip olduğu, şirketlerin faaliyet alanlarının da bir birine benzer ve bağlantılı olduğu, alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı işlemler yapıldığı , başka bir icra dosyasında 3. kişi şirket yetkilisi …… Alıcı’nın borçlu şirketin borcuna icra kefili olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı 3.kişi vekili tarafında temyiz edilmiştir.
Dairemizin 22.06.2016 tarihli ve 2016/7837 Esas, 2016/11055 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş olup, onama kararına karşı davalı 3. kişi vekili, tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği veya dayanak ilamda geçen adreste yapılmadığı gibi, haciz sırasında borçlu şirket ortağı veya yetkilisi hazır olmamış, borçluya ait herhangi bir belge de bulunmamıştır. 3. kişi şirket borcun doğumundan çok önce 1996 yılında kurulduğu gibi ortaklarından …… Alıcı, borçlu şirkette ortak iken 9.2.2009 yılında hisselerini devretmiş, tekrar aynı şirketten hisse almış ise de 18.6.2010 tarihinde hisselerini devretmiş olup, anılan kişi borçlu şirkette hakim ortak da değildir. Ayrıca borçlu ile 3.kişi şirketin faaliyet alanları aynı değildir. Buna göre mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı alacaklı tarafından delil olarak sunulan ve taraflar arasındaki organik bağa ilişkin olarak sunulan ticaret sicil kayıtları, faturalar, … kayıtları mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmamıştır.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Belirtilen nedenlerle hükmün bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından, onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemize ait 22.06.2016 tarihli ve 2016/ 7837 Esas, 2016/ 11055 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.