Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/17898 E. 2018/20414 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17898
KARAR NO : 2018/20414
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil, Olmadığı Takdirde Katkı Payı Alacağı Ve Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı … vekili, evlilik birliği içinde edinilen davalı adına kayıtlı 319 ada 34 parseldeki 135 nolu bağımsız bölüm, 5581 parseldeki 16 nolu bağımsız bölüm ve 5191 parsel sayılı taşınmazların edinilmesine davacının çalışarak katkı sağladığını, ayrıca davalının … …….. Şubesindeki hesabında parası bulunduğunu açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile taşınmazların 1/2’sinin davacı adına tesciline, olmadığı takdirde bedellerinin 1/2’sinin davalıdan tahsiline, ayrıca banka hesabındaki paranın 1/2’sinin davacıya verilmesine karar verilmesini istemiş, harca esas değeri fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 80.000. TL göstermiş ve bu değer üzerinden peşin harç yatırarak dava açmış harcını da tamamladığı 28.3.2016 tarihli dilekçe ile talebini 104.000. TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile dava konusu taşınmazların edinilmesine davacının gelirleriyle %30 oranında katkıda bulunduğu kanaatine varıldığından dava tarihi itibariyle 51.384,96. TL katkının ıslah tarihi olan 28/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tarafların evlilik birliği esnasında edindikleri döviz cinsinden paranın 1/2 oranında tasfiye edilerek 16.657,85. ……..nun karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin dava konusu taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı vekilinin banka hesabındaki paraya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan hareketle davacının 16.657,85. …….. katılma alacağı bulunduğu kabul edilerek bu miktara hükmedilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; HUMK’un 74. (HMK’nin 26.) maddesi uyarınca hâkim tarafların isteği ile bağlı olup, ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez. Davacı taraf dava dilekçesinde, yeni Medeni Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonraki dönemde, davalının … …….. hesap no:53513699-5002 nolu hesabındaki paranın 1/2’sinin davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davanın 80.000. TL değer gösterilerek açıldığı, mahkemece herhangi bir açıklama yaptırılmamış ise de 28.03.2016 tarihli dilekçede, harcı da yatırılmak suretiyle talep 104.000. TL olarak ıslah edildiği, davada döviz cinsinden tahsile ilişkin bir talep olmadığı da dikkate alınarak, TMK’nin 229.maddesi ve dosya kapsamı karşısında eklenecek değer olarak tasfiyede dikkate alınması gereken 16.657,85. ……..’nun eldeki dosyanın karar tarihindeki (19.04.2016) döviz kuru karşılığı TL olarak hesaplanıp, taleple bağlılık kuralı da gözetilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, talep dışına çıkılarak döviz cinsinden tahsile yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca banka hesabındaki para yönünden BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.