Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/174 E. 2018/15893 K. 18.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/174
KARAR NO : 2018/15893
KARAR TARİHİ : 18.09.2018

MAHKEMESİ :…… Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı 3.kişi vekili; 03.09.2014 tarihli hacze konu malın mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu öne sürerek istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı şirket ile borçlu arasında yapılan …… sözleşmesi gereği borçlunun işyerini içindeki ekipmanlarla devraldığını, istihkak iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, franchising sözleşmelerinin …… Kiralama Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca özel sicile tescil edilmesinin gerektiği, eğer sözleşme sicile tescil edilmiş ise …… kiralama konusu malların sözleşme süresince haczedilemeyeceği, ibraz edilen 16.04.2013 tarihli sözleşmenin sicile tescil edilmediği, dolayısıyla devir olgusuna karine sayıldığı ve bu nedenle davacı 3. kişinin haciz nedeniyle borçtan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu haczin, takip talebinde belirtilen adreste yapılmadığı,ödeme emrinin borçlunun vekiline tebliğ edildiği, haciz adresinde faaliyet gösteren işletmenin yetkilisinin mahcuzların kendisine ait olduğunu iddia ettiği, haciz yapılan 3. kişi adresinde bulunan işletme kayıt belgesinin 20.06.2012 veriliş tarihi ile borçluya ait olduğu, işyeri levhasının da borçluya ait olduğu, demirbaş eşyalara ilişkin 3. kişi tarafından sunulan faturanın tarihinin, takip tarihi olan 14.08.2014 tarihinden kısa süre önce 01.07.2014 tarihinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Buna göre, mülkiyet karinesinin davalı borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olup mülkiyet karinesinin aksinin davacı 3.kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacının delil olarak dosyaya bir örneğini sunduğu takibe dayanak ilamın dava tarihinden sonra, takip tarihinden önce yapılan 26.04.2013 tarihli, 1 …… 2013 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılan …… sözleşmesi gereği, sözleşme öncesinde bir kısım …… bedelinin miktar belirtilmeksizin ödendiği, kalan ödemenin minimum 500.000 TL karşılığı …… (gayrımenkul devri) , 500.000 TL ise nakit, 144.000 TL lik kısmının ise çekle ödeneceği buna karşılık işletmenin içindeki eşyalarla beraber devredileceği hükümleri yeralmaktadır. …… sözleşmeleri şekil şartına tabi olmayan, karşılıklı iki tarafa borç yükleyen sui generis sözleşme çeşididir. Uygulamada taraflar arasında doğabilecek sorunları engellemek amacıyla yazılı olarak yapılmaktadır.
Davacı 3. kişi tarafından delil olarak gösterilen takip dosyası, tanık beyanları, 20.02.2014 tarihli farklı adrese ait işletme kayıt belgesi, her zaman düzenlenmesi mümkün olan ve ticari defterlerle doğrulanmayan fatura, mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir. Bununla birlikte mahkemece davacı tarafından sunulan franchising sözleşmesinde belirtilen bedellerin ödenip ödenmediği, sözleşmenin gereklerinin taraflarca yerine getirilip getirilmediği, geçerli bir franchising sözleşmesine bağlı olarak yapılan işyeri devrinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın hüküm kurulmuştur. …… sözleşmelerinin …… Kiralama Kanunu’nda ifadesini bulmamasına rağmen anılan kanuna atıf yapmak suretiyle ilgili sicile kayıtlı olmadığından bahisle sözleşmenin geçersiz sayılarak ve davacının delil listesinde ticari defterlerine yer vermesi karşısında sunulan faturaların kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının tespiti için taraflara usulünce defter ibrazı için süre vererek bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.