Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/17389 E. 2019/10566 K. 26.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17389
KARAR NO : 2019/10566
KARAR TARİHİ : 26.11.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı üçüncü kişiler vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili; borçluya ait işyerinde bulunan menkullerin davalının zilyetliğindeyken haczedildiğini davalı mahcuzların kendisine ait olduğunu iddia etmiş olsa da üçüncü kişiye ait vergi levhası ile haciz uygulanan işyeri adreslerinin ve faaliyet konusunun dahi uyuşmadığını, bu nedenle menkullerin …’a ait olduğunu, borçlu ve üçüncü kişi arasında devir olduğu kabul edilse bile borcun doğumundan sonra borçlunun mal varlığının büyük bir kısmının devralınmasının İİK’nın 44. maddesi anlamında ticari işletme devri olduğunu belirterek, davalarının kabulüne üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu … haciz adresinin kayden kendisine ait olduğunu, işyerini geçmişe dönük olarak …’a devrettiğini bazı eşyaların kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece, haciz yapılan adresteki işyerinin vergi levhasının üçüncü kişiye ait olduğu, borçluya ait işyerinin vergi levhasının üçüncü kişi adına olmasının muvazaalı işlem olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve istihkak iddiasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava, alacaklının İİK 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1.HMK’nin 297. maddesinde, hükmün hangi hususları kapsayacağı sayılmış olup, anılan maddenin 2. fıkrasında, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Somut olayda aynı takip dosyasında 05.02.2015 tarihinde; “… Mah, … Cad. No:45/D … ” adresinde yapılan hacizde üçüncü kişi …; “… Mah. … Blv. No:27/A … ” adresinde yapılan hacizde ise diğer üçüncü kişi … istihkak iddia etmiştir. Davacı alacaklı her iki istihkak iddiasının da kaldırılması talebiyle dava açmış ise de, Mahkemece sadece üçüncü kişi … yönünden karar verilmiş, diğer üçüncü kişi …’ın istihkak iddiasına ilişkin olarak hüküm kurulmamış olması doğru olmadığından davalı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bozulması gerekmiştir.
2. Bozma neden ve şekline göre davalı üçüncü kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366. ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.