Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/17280 E. 2020/2864 K. 03.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17280
KARAR NO : 2020/2864
KARAR TARİHİ : 03.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davacının davalılardan … ile 01/09/2006 tarihinde yaptığı sözleşmeye göre, Hasan’ın 401 ada 111 parseldeki apartmanın 9 ve 27 nolu bağımsız bölümlerinde annesinden gelen payını davacıya vermeyi, davacının da 2318 ada 6 parseldeki apartmanın 14 nolu bağımız bölümünde annesinden gelen payını davalıya vermeyi taahhüt ettiğini, davacının sözleşmeye göre 14 nolu dairedeki payını davalıya devrettiğini, ancak davalı …’ın 9 ve 27 nolu dairelerde annesinden gelen 20/60 payını davacıya devretmediğini, davacının davalı … ile de sözlü olarak yaptığı benzer anlaşmaya göre, …’ın 401 ada 111 parseldeki apartmanın 9 ve 27 nolu bağımsız bölümlerinde annesinden gelen payını davacıya vermeyi, davacının da …’a 2318 ada 6 parseldeki apartmanın 2 adet bağımsız bölümündeki payını vermeyi taahhüt ettiğini, davacının sözleşmeye göre 2 adet bağımsız bölümdeki payını …’a devretmesine rağmen …’ın 9 ve 27 nolu dairelerde anneden gelen payını devretmediğini, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda 9 nolu dairenin 47.500 TL ve 27 nolu dairenin ise 39.000 TL ye satışının yapıldığını, anneden gelen paylarına karşılık olarak davalılara 9 nolu dairenin satışından ayrı ayrı 3.079,66 TL ve 27 nolu dairenin satışından ise ayrı ayrı 2.530,40 TL ödeme yapıldığını, böylece davalıların her birine 5.610,06 TL haksız ödeme yapıldığını, bu bedelin kendisine iadesi için ihtar gönderdiğini ancak sonuç alamadığını belirterek, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan ayrı ayrı 5.610,06 TL tahsilini talep etmiştir.
Davalı …, davacının kardeşi olduğunu, veraset ilamına göre tapu paylaşımı yapıldığını, kendisinin borcu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, 401 ada 111 parseldeki 9 ve 27 nolu bağımsız bölümlerde babadan gelen payını davacıya tapuda devrettiğini, ancak anneden gelen payını devredemediğini, davacının ise 14 nolu bağımsız bölümdeki dairenin sadece anneden gelen payını kendisine verdiğini, davacının nam ve hesabına tapu harçları, emlak vergisi, elektrik borçları ve aidat borçlarına karşılık toplam 2.133,19 TL ödediğini, yine davacıya ait Kayardı mevkii 17 ada 9, 10, 12 ve 13 parseldeki her bahçede 1/4 hissesi olduğunu, bahçelere yapılan duvar, demir kalıp, toprak dolgu, bina sıvaması, temizlenmesi, beton atılması, çevre düzenlenmesi, ağaçların budanması ve otların biçilmesi, pencerelerin yapılması gibi giderleri için 2009 Ağustos ayından 2013 yılına kadar 1.755 TL ödeme yaptığını ve bu şekilde davacı nam ve hesabına toplam 4.188,19 TL ödeme yaptığını, davacı nam ve hesabına yaptığı giderler toplamının 5.270 TL olduğunu ve bu durumda kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacak isteğine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin davalı …’e yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı vekilinin davalı …’e yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalı …’in davaya cevabında, sözleşmeye konu edilen 9 ve 27 numaralı bağımsız bölümlerde annesinden gelen payını tapuda intikal yapılmaması nedeniyle davacıya devredemediğini belirtmiş, ancak davacı adına yapmış olduğu ödemelerden dolayı kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece hükmün gerekçesinde davalı …’e yönelik talepler ve davalının savunmaları yönünden değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin …’e yönelen temyiz itirazları yukarıda (2.) bentte belirtilen nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer davalı …’e yönelen temyiz itirazlarının yukarıda (1) bentte belirtilen nedenlerle reddine, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.