Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/15752 E. 2019/9730 K. 31.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15752
KARAR NO : 2019/9730
KARAR TARİHİ : 31.10.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili, 12.04.2016 tarihinde haczedilen mallarla ilgili olarak davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, istihkak iddiasının hukuka aykırı olduğunu, alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile yapıldığını belirterek, davanın kabulü ile istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, üçüncü kişi şirket adına çıkartılan tebligatın iade edildiği, dava konusu itibari ile üçüncü kişinin aktif husumeti bulunmadığından tebligat zorunluluğu da bulunmadığı, haciz adresi işyerinin takip sırasında borçlu şirket tarafından üçüncü kişi şirkete devredildiği, bu durumda üçüncü kişinin de borçtan sorumlu olduğu, istihkak iddiasının alacaklıların alacağının tahsilini geciktirmek amacı ile öne sürüldüğü gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı üçüncü kişi vekili temyiz etmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1.HMK’nin “Hukuki Dinlenme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca, davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.
Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nin 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davanın tarafları, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, HMK’nin 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu’nun 41., Tebligat Kanunu’nun 11. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.
Somut olayda ise; istihkak davalarının, icra takip dosyaları ile sıkı şekilde ilişkili davalardan olduğu nazara alınarak, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı üçüncü kişi şirketin takip dosyasında vekaletnamesini ibraz eden vekiline tebliğ edilmesi gerekirken, üçüncü kişi vekiline tebligat yapılmaması, yukarıda yazılı ilkeye uygun değildir. Mahkemece usulüne uygun biçimde taraf teşkili sağlanmadan, davalıya savunma ve delil sunma imkanı vermeden yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine aykırı olarak, takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden noksan nispi harç tamamlatılmadan ve davalı tarafa duruşma günü usulüne uygun şekilde bildirmeden, yokluğunda yargılama yapılıp işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2.Bozma neden ve şekline göre, davalı üçüncü kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366. ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 31.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.