Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2016/1560 E. 2018/18793 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1560
KARAR NO : 2018/18793
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı alacaklı vekili; borçlular aleyhine başlatılan takipte talimat yoluyla haczedilen malların borçlulara ait olduğunu, borçlu firmanın ……… Gazetesinde kayıtlı adresinin haczin uygulandığı adres olduğunu, haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan 3. kişinin haciz adresi ile ilgisinin olmadığını, borçluların alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla tespit edebildikleri menkul ve gayrimenkul bazı mallarını muvazaalı olarak devrettiklerini, bu devirle ilgili olarak tasarrufun iptali davası açıldığını, 3. kişinin borçluların eski sigortalı çalışanı olduğunu belirterek, istihkak idddiasının reddini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili; mahcuzların ve haciz mahallinin müvekkiline ait olduğunu, haciz adresine ait vergi levhasına dair işlemlerin haciz tarihinde henüz tamamlanmadığını, daha sonra haciz mahallindeki işletmesini kapattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu … vekili; müvekkilinin haciz adresi ile resmi ya da gayri resmi alakasının olmadığını, bu yerin 3. kişi tarafından işletildiğini, alacaklının dayanak olarak gösterdiği borçlu şirketin…… gazetesindeki adresinin 2011 tarihli olduğunu, borçlunun güncel adresinin farklı olduğunu ,haciz mahallinde borçlu şirkete ait bilgi, belge, kayıt ve emarenin bulunmadığını, 3. kişi ile aralarındaki ilişkinin kiracılık sıfatından ileri geldiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda borçlu davalılar ile 3.şahıs … arasında organik bağ bulunmadığı belirtilmiş, haczedilen menkullerin takip borçlularına ait olduğu hususunda alacaklının sunduğu delillerin mülkiyetin tespitine ilişkin kesin bir kanaat oluşturmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Davaya konu haciz ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmamış ise de; borçlunun 06.06.2011 tarihinde haciz adresinde şube açtığı, vergi kaydı uyarınca 19.10.2012 tarihinde terkettiği anlaşılıyorsa da…… kaydının hala terkin edilmediği, 3. kişinin yargılama sırasında sunduğu haciz adresine ilişkin kira sözleşmesi gereği kira bedellerinin ödendiği belgelenemediği gibi, haciz mahalline ilişkin yapılan kolluk araştırmasında 3. kişinin faaliyette bulunduğunu beyan ettiği tarihlerde, dava dışı …… kiracı olarak bulunduğu ve buna dair kira sözleşmesinin sunulmuş olması nedenleriyle; İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü ile bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
İspat yükü üzerinde olan davalı 3. kişi, …… tescil belgesi, …… lisans sözleşmesi, fatura, vergi kaydı,sicil gazetesi, …… kayıtları, kira sözleşmesine dayanmıştır.
Hacizde giysi haczedilmiş olduğundan faturaların mahcuza uygunluğunu denetlemek mümkün değildir. Sunulan …… lisans sözleşmesinde …… hakkı kullanılabilecek olan ürünler belirtilmiş ise de, bir kısım mahcuzların 3. kişi tarafından imal edildiği iddia edilmiş, ancak mülkiyet tespiti için ayırt edici özellik veya başka bir belge dosyaya sunulmamıştır.
Mahkemece 3. kişinin faaliyet gösterdiği ve borçludan kiralandığı borçlu ve 3. kişi tarafından iddia edilen, haciz adresinden farklı adres (………/ …) çevresinde yapılan kolluk araştırmasında, 3. kişi……ın ganyan bayii ve kıraathane işlettiği anlaşılmaktadır.
Davalı 3. kişi tarafından mülkiyet karinesinin aksini ispat etmeye yarayacak, mahcuzların kendisine ait olduğu kanaatini oluşturacak güçte ve her türlü şüpheden uzak delil sunulmamış olduğundan davanın kabulü gerekirken oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.